Üreticiyi Göçerten, Canavar / Sümbül Otu ile Mücadele
Bitkisel üretimde önemli verim kayıplarına yol açan ve devamında üretim alanının terk edilmesine neden olan asalak bitkilerin en önemlisi Orobanche spp.’dir. Bir çok bölgede Toraman, Sümbül Otu, Canavar Otu, Aslanağzı, Kanser Otu, Bostan Bozan, Zil Otu v.b. yöresel isimlerde anılan asalak bitkidir.
Asalak bitki; sümbül otu nedir ?
Boyları 10 – 70 cm’e kadar uzayabilir. Asalak olduğu bitkinin köklerine yapışır ve önce orada yumru meydana getirir. Canavar otu, baklagiller, ayçiçeği, tütün, asma, domates, patlıcan, biber gibi bitkilerin köklerinde asalak olarak yaşar. Bu bitkilerin suyuna ve besin maddesine ortak olarak kökleri üzerinde çimlenir. Diğer asalak bitkiler gibi canavar otu da çok sayıda tohum üretir, üstelik bu tohumlar canlılık özelliklerini kaybetmeden 10 (on) yıldan fazla toprakta kalabilir. Bu otun bulaştığı tarlalarda verim kaybı % 100’lere çıkabilir.
Canavar (sümbül) otunun tohumları bitki dünyasının en küçük tohumlarıdır. Kendisi küçük, ama verdiği zarar ismine yakışır boyuttadır. Bu nedenle mücadelesi belli bir strateji ve sabır istemektedir. Özellikle seracılık alanlarında kullanılan Metil Bromid uygulamalarının 2007 yılında kaldırılması ile bu tür yabancı tohum ve otlar ile mücadelede güvenle ve yüzde yüz başarıyla kullanılabilecek etkin kimyasallar Dünya’da henüz bulunamamıştır.
Sümbül otunun yayılmasında keçinin etkisi var mıdır ?
Bu otun yaygınlaşmasında, üreticilerimizin sera ve açık tarlalarındaki organik madde ihtiyacını gidermeleri için kullandıkları keçi kaynaklı samra önemli rol oynamaktadır. Bu sorunu aynı zamanda diğer ülkelerdeki üretici ve teknik adamlar da teyit etmiştir. Keçi, otlaklarda bu bitkiyi de yiyebilmektedir. Bu da tohumun taşınmasında ve yaygınlaşmasında önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Sümbül otunun seracılıkta kullanılan bombus arılarına etkisi ?
Çiftçilerle yapılan görüşmelerde; seralarda kullanılan bombus arılarının da olumsuz olarak etkilendiği belirtilmiştir. Kumluca bölgesindeki bazı üreticiler bu konuda net ifadeler kullanmıştır.
Sümbül otuna karşı geliştirilen kimyasal çalışmalar nelerdir ?
Çözüm için geliştirilen kimyasalların, yetiştirilen ürüne (domates, patates v.b.) bulaşan canavar otunun (sümbül otu) çiçeklenmesinin başında, çiçeklenme dönemi sonunda ve köklerde yumru bağlama döneminde etkisi, verim ve kalitede istenilen oranı yakalayamadığı görülmüştür.
2006 – 2010 yılları arasında yapılan Bornova Zirai Mücadele Araştırma İstasyonu Müdürlüğü tarafından “Ülkesel Canavarotu Projesi“ kapsamında yapılan araştırmalar da inorganik kimyasal bileşikler kadar özellikle organik tabanlı materyaller üzerine düşülmüştür. Özellikle domates ve patates üzerine çözümler geliştirilmeye çalışılmıştır. Yine de 4 yılı aşkın sürdürülen çalışmalarda yüzde yüze varan kesin ve net bir sonuç sağlanamamıştır. Bu nedenle bu sorunu yaşayan üreticilerimizin sabır içinde ve belli bir strateji ile çözüm üretebileceğini görüyoruz.
Sümbül otuna karşı kullanılan güçlü kimyasal ilaçların, domates, patates üzerindeki ilaç kalıntısı konusunda etkisi bilinmemektedir. Resmi araştırmalar sadece herbisitlerin (yabancı ot ilaçları) domateste ve patateste canavar otu çıkışına azaltıcı etkileri üzerine yapılmıştır.
Aynı araştırmalarda oluşturulan kimyasal çözümlerde dozun daha yüksek olması nedeniyle etki daha yüksek bulunmasına karşın yetiştirilen bitkilerde (domates, patates) fitotoksite (zehirlenme) görülmüştür.
Sümbül otunun insan sağlığına bir zararı var mıdır ?
Sümbül otunun yoğun olduğu yerlerde çiftçilerimiz asalak bitkiyi elle yolmaktadır. Bu özellikle ellerde çatlamalara, yarılmalara, renk değişimine ve cildin bozulmasına neden olmaktadır. Bunun da çiftçimizi her türlü cilt hastalığına açık hale getireceği bilinmelidir. Sümbül sorunu yaşayan çiftçilerimiz ile yaptığımız görüşmelerde ellerinin inanılmaz derecede bozulduğunu görmemiz bizleri oldukça üzmüştür.
Sümbül otuna karşı organik tabanlı yeni çözümler var mı ?
2010 yılından bu yana bitki korumanın temeli bitki beslemedir ilkesinden yola çıkılarak orbanjana (sümbül out) çözüm yönünde çalışmalar yürütülmüştür. Özellikle domateste sorun olan canavar otuna karşı organik preperatların domateste canavarotu çıkışına etkileri ve alternatif mücadele yöntemi geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmalar domatesin (Antalya, Muğla, İzmir, Balıkesir, Mersin, Hatay, Urfa) yanında patlıcan (Antalya, Mersin, Adana) ve patateste (Muğla, Niğde, Nevşehir) de yapılmıştır.
Bu çalışmalarda, geliştirilen çözümlerin canavar otuna etkilerinde; kriter olarak toprak üstü canavar otu dal sayısı, bunların yaş ve kuru ağırlıkları alınmıştır. Ayrıca çalışmalarda kontrolle birlikte domates, patlıcan ve patates verimine etkileri de gözlenmiştir.
Bu çerçevede sümbül otuna karşı mücadele de geliştirilen organik tabanlı XXXXXXX uygulamaları dikkatli bir şekilde yürütülmüştür.
Görülmüştür ki, sümbül (canavar) otununun yoğun olduğu üretim alanlarında başarı sağlanmasının birinci koşulu, XXXXXXX uygulamalarında damla sulama sisteminin kullanılmasıdır. Yağmurlama ile başarının sağlandığı görülmekle birlikte başarı oranının damla sulama sisteminde daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
Aksi taktirde XXXXXXX’in sümbül (canavar) otuna karşı etki mekanizması oluşmamaktadır. Yağmurlama sistemi olan patates üretim alanlarında (Niğde, Bozköy Kasabası), orabanj sorunlu bölgelerde yapılan iki yıl üst üste uygulamalardan olumlu sonuç alındığı görülmüştür.
Uygulamanın sorunlu bölgelerde dekara (1.000 m2 ) damla sulama sistemi ile birlikte 2 litre ve minimum 3 defa uygulanması gerekmektedir. Bu üç (3) uygulamanın ardından dozaj miktarı dekara 1 litre gelecek şekilde aşağıya çekilebilir.
Sümbül zararlısı ikinci XXXXXXX uygulaması ile birlikte alttan üstte doğru kurumaya başlamaktadır. Üreticilerin kuruyan bu bitkileri söküp plastik bir poşet içerisine koymaları ve sera (üretim alanı) dışında yakılması önem arz etmektedir. Böylece sümbül zararlısının tohumlarının üretim yapılan alana saçılması önlenecek ve süreç içerisinde sümbül otunun seyreldiği görülecektir.
Damla Sulamanın Ulaşmadığı Yerlere Nasıl Uygulama Yapılmalıdır ?
Damlama sulama sisteminin değmediği alanlarda sümbül bitkisi yaşamını devam ettirebilir. Bu nedenle sırt pompasının ucu açılarak XXXXXXX’li solüsyon, sümbül otunun çevresine akıtılarak bu tür sorunlu noktalarda mücadeleye devam edilmelidir. Sırt pompasında kullanılacak dozaj miktarındaki ölçü 100 litre suya 300 cc gelecek şekilde ayarlanmalıdır.
XXXXXXX kullanılan üretim alanında sümbüle ragmen bitki gelişimi ve meyve tutumu devam etmektedir. Bu gelişime paralel sümbül orunun büyümesinin yavaşladığı ve sümbül bitkisinde sararmaların olduğu gözlenmiştir. Sümbül otu mücadelesi sırasında gübrelerle birlikte XXXXXXX uygulamaları hiç bir şekilde KESİNTİYE UĞRATILMAMALIDIR. XXXXXX uygulamalarının bitki beslenmesinin ve gelişiminin bir koşulu olduğu bilinmelidir.
Çiftçimizin alacağı pratik önlemler ve önerilerimiz nelerdir ?
-
Keçi kaynaklı samra (gübre) kullanılmamalıdır.
-
Kuruyan sümbül otları üretim alanından (seradan, tarladan) uzaklaştırıldıktan sonra derhal yakılmalıdır.
-
Mümkün ölçüde damlama sulama sistemine geçilmelidir.
-
Salma su (vahşi sulama) sistemi kesinlikle uygulanmamalı ve tercih edilmemelidir.
-
Erken dikim zamanı uygulanmalıdır. Dikimler, yayla bölgelerinde nisan ayı ikinci haftası ile en geç sonuna kadar tamamlanmalıdır.
-
Bu tarihi geçen ekim ve dikimlerde canavar otuna duyarlı domates, patlıcan gibi bitkiler dikilmemelidir. Diğer ürünlerin (hıyar v.b.) dikimi yapılmalıdır.
-
Sümbül otunun tek bir uygulama ile ortadan kaldırılacağı beklentisine girilmemelidir. Bunun bir kaç sezonu kapsayacağı bilinmelidir.
-
Sümbül otu mümkün olduğu ölçüde çıplak elle toplanmamalıdır. Plastik eldiven kullanılmalıdır.
Anahtar Kelimeler :
Orobanche spp., Asalak bitki, Toraman, Sümbül Otu, Canavar Otu, Aslanağzı, Kanser Otu, Bostan Bozan, Zil Out, Keçi Samrası, Bitki Besleme, Bitki Koruma, Metil Bromid, İlaç Kalıntısı, Ülkesel Canavarotu Projesi