Küresel Krizin Tarım Sektörüne Etkileri
Yaşanmakta olan küresel ekonomik krizin tarım sektörü üzerindeki etkileri her geçen gün belirmeye başlamıştır. 21 yıldır sektörün içerisinde yaşadığım bir çok ulusal ve bölgesel krizi tarım sektörünün rahat bir şekilde atlattığını görmüştüm. Ülke tarımının altyapı sorunlarıyla birleşen bu etkiler, bugün sektörün geleceğini sorgulayacak düzeyde görülmektedir. Bu ortamda devlet desteklerinin sektörün kritik alanlarında devreye sokulması, hem üretim sürecinin devamlılığı; hem de hayati önemdeki pazarların korunması açısından öncelik verilerek ele alınmalıdır.
Krizin etkileri altında ihracat politikaları belirlenirken; yeni pazarlar kazanmak yerine, mevcut pazarlarımızın korunması yönünde çalışmak ve Mısır, Tunus, Fas gibi Pazar geliştirme ve yeni pazarlar edinme eğiliminde olan ülkelerin etkin olduğumuz pazarlara girmesinin önüne geçecek tedbirleri almak gerekir.
Kalıntı konusuna çözüm olabilecek bir düzenleme olarak getirilen zirai ilaçların reçete ile satışı konusu, süreçteki diğer aktörler kadar üreticiyi de sorumlu tutacak bir uygulama olmalıdır. Ancak üretici ile ilgili daha önce yapılan başka düzenlemelerdeki durumun aksine, müeyyidelerin uygulanması aşamasında yüksek hassasiyet gösterilmelidir.
Bu bağlamda; tarım danışmanlarının üretim sürecindeki etkinliğini arttıracak destek ve tedbirlerin yürürlüğe sokulması hayati önem taşımaktadır. Tarım danışmanlığı sistemi, izlenebilirlik ve ürün güvenirliliğini sağlayacak, sürdürülebilir bir uygulama olarak tek alternatiftir. Bu treni kaçırmamak için süratle uygulanabilir önlemler alınmalıdır. Bugüne kadar yapıldığı gibi topu taça atan mevzuatlarla bir gün dahi vakit kaybedilmemelidir.
Türk tarımının sorunları bir bütün olarak ele alındığında; derinlerde yatan asıl nedenin, örgütsüzlük olduğu görülür. Üretici kesimi başta olmak üzere, sektörün tamamında bir örgütlenme kampanyası başlatılmalı, devlet destekleri örgütlü yapılara endekslenerek, örgütlenme teşvik edilmelidir.
Birçok üretici, finansman sorunu nedeniyle üretimden el çekme durumuna gelmiştir. Üreticinin finanse edilmesi sürecinde krizle birlikte ortaya çıkan sıkıntıları giderecek tedbirlerin alınması gerekir. Özellikle üreticinin finansmanında yer alan girdi tedarikçisi firmalar, bayi ve hal komisyoncularının durumu sorunu katmerleştirmektir. Bu aktörlerin sırtındaki yükler, sistemi tıkanma noktasına getirmiştir.
Krizin getirdiği çok ciddi sorunlardan biri de şudur; tarımsal ürün ticaretinde üretimden market raflarındaki satışa kadar, alım satım bedelleri bir şekilde ödenmesine rağmen, sektörde dolaşan para, zincirin halkalarından birinde başka amaçlarla kullanılmak üzere sürecin dışına çekilmekte ve sektöre geri dönmemektedir. Krizin bahane edilerek yapılan bu uygulama, sektörün geleceğini tehdit eden güncel bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Paydaşların bu konuda hassasiyet göstermesi, tarımsal üretimin sürekliliğini ve istenilen kalitenin korunması adına önem taşır.
Temmuz 2012