Rakama dökecek olursak 1992 yılında koyun sayısı 40.4 milyon iken 2009 yılında 21.7 milyona düşmüş, 2012 yılında ise 27.4 milyona yükselmiştir. Aynı şekilde keçi sayısı da 1992 yılında 10.7 milyon iken 2009 yılında 5.1 milyona düşmüş, 2012 yılında ise 8.4 milyona yükselmiştir.
***
Koyun ve keçi sayılarında, 2010 yılından itibaren yaşanan artışlarda, 2005 yılından itibaren yürütülen “Halk Elinde Hayvan Islahı Ülkesel Projeleri’’nin önemli katkılarının olduğu söylenebilir. Bu projeler, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Damızlık Birlikleri ve Üniversitelerin işbirliği ile 5’er yıllık dönemler halinde yürütülmektedir. Projenin ikinci 5 yıllık döneminin, 2010 yılında başladığı, toplam 880 bin baş hayvanı içine alan 153 alt projeyle 61 ilde uygulamaya konulduğu bildirilmektedir. Her bir alt proje, o ilin yerli koyun, keçi ve manda ırklarını veya bölgesel tiplerini içine alacak şekilde yürütülüyor.
***
Bu alt projelerin yürütüldüğü illerden birisi olan Kilis’te, liderliğini Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’nden öğretim üyelerinin yaptığı, Kilis keçisi ve ivesi koyunun halk elinde ıslahı çalışmalarını yerinde görmek fırsatımız oldu. Yapılan işlemleri kısaca özetlersek: Öncelikle projeye dâhil olan çiftçilerin koyun veya keçilerinden, 6 bini dişi, 300’ü erkek olmak üzere bir yetiştirici sürüsü oluşturulmuş. Bu sürü içerisinden de süt verimi, döl verimi, yavruların (kuzu veya oğlak) doğum ve sütten kesim ağırlıkları, belirlenen eşik seviyesinin üzerindeki hayvanlardan 300 başlık bir çekirdek sürü oluşturulmuş. Daha sonra bunlardan doğan erkek yavrular, annelerinin ve kız kardeşlerinin süt ve döl verimlerine göre değerlendirilerek, yetiştiricilere tekrar verilecekmiş. Bu şekilde çiftçilerin elindeki hayvanların saflaştırılmış olacağı belirtiliyor.
***
Projede belirtilen bu işlemlerin yapılmasında, çiftçilere büyük sorumluluklar düşüyor. Bu şekilde kayıt tutma alışkanlığı kazanan ve ıslahın pratikteki uygulamalarını öğrenen üreticiler, aynı zamanda işletmenin verimliliğinin artırılması yollarını da öğrenmiş oluyorlar. Ziyaretlerimiz esnasında, kayıtların tutulması ve işlerin takibi konusunda, genç üreticilerin daha dikkatli ve hevesli olduklarına şahit olduk.
***
Projeye kendi hayvanlarıyla dahil olan çiftçiler; her bir ana hayvan (35 TL) ve yavrusu (20 TL) başına destek aldıklarını, hayvanlarının giderek saflaştığını, sürülerini çoğalttıklarını, süt verimlerinin arttığını, ancak koyun sütü ve yoğurdundan ineğe göre daha az para kazandıklarını ifade ettiler. Projenin diğer bir yürütücü ayağını oluşturan Damızlık Birliğinin yöneticileri ise çiftçilere verilen desteklerden aldıkları yüzde 20 oranındaki payla birlik imkânlarının geliştiğini, ayrıca ildeki mevcut koyun ve keçi sayısının ve buna bağlı olarak ortaya çıkan süt üretiminin, projenin ikinci döneminin uygulanmaya başladığı 2010 yılından sonra arttığını dile getiriyorlar.
***
Görüldüğü gibi, Halk Elinde Hayvan Islahı Ülkesel Projeleri, yerli hayvansal gen kaynaklarımızın çiftçi eliyle korunması ve saflaştırılması yönüyle özgün, hayvan sayısı ve verimlilik artışıyla ekonomide sağladığı katma değer yönüyle de yaygın etkisi yüksek olan projelerdir. Bu etkinin, projenin ikinci döneminden sonra devamı halinde, daha da artacağını söyleyebiliriz.
Kaynak: www.pusulagazetesi.net