Türkiye İstatistik Kurumu 2013 yılı araştırma sonuçlarına göre iş kazası geçirenlerin oranı madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yüzde 10.4; elektrik, gaz, buhar, su ve kanalizasyon sektöründe yüzde 5.2; inşaat sektöründe 4.3; imalatta yüzde 3; ulaştırma, depolama, haberleşmede yüzde 2.6; tarım, ormancılık ve balıkçılıkta yüzde 2.3; tarım sektöründe yüzde 2; toptan ve perakende ticaret, lokanta ve otellerde yüzde 1.9; mali kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve kurumları yardımcı iş hizmetlerinde yüzde 1.3; toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmet faaliyetlerinde ise yüzde 1.2’dir.
***
Bu istatistikler sigortalı kapsamına göre iş kazası oranlarını içermektedir. Birde sigortasız çalışıp da bu istatistiklere girmeyenler ve ölenler var. Bunların önemli bir kısmını da tarım sektöründe çalışan mevsimlik gezici tarım işçileri oluşturuyor.
***
Tarımsal işlerin yoğunlaştığı dönemde, mevsimlik tarım işçilerinin hareketliliği başlıyor. Ölümlerin önemli bir kısmı da bu hareketliliğin en başındaki, istiflenmiş bir şekilde traktör, kamyon, minibüslerle yapılan, sağlıksız ulaşım koşullarından kaynaklanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bazı milletvekillerinin yazılı soru önergelerine verdikleri cevaplarından işçilerin, bazı iller hariç, hiçbir iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almadan, işe başladıklarını anlıyoruz. Bu eğitimlerden, özellikle tarımsal ilaçların kullanımına yönelik olanlar büyük önem taşıyor. Bütün illerde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çalışma ve sosyal hayatlarının iyileştirilmesi için bir genelge (2010/6 sayılı) ve eylem planı hazırlanmış. Bunların ardından mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçlarının düzenlenmesi amacıyla, bazı illerde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi (METİP) devreye sokulmuştur. Bu projenin uygulandığı yerlerde, mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçları, eskiye oranla daha iyileşmiştir. Ancak METİP projesi kapsamında olmayan il ve ilçelerde, konaklama ve çalışma koşullarının, genelge doğrultusunda istenilen düzeye çıkarılamadığı, her türlü güvenlikten ve hijyenden uzak olduğu görülmektedir.
METİP kapsamında ödenek ayrılarak kapsanan mevsimlik işçi sayısı, Bakanlık verilerine göre, 2010 yılında 165 bin, 2011 yılında 81 bin, 2012 yılında ise yaklaşık 47 bindir. Görüldüğü gibi bu proje kapsamındaki mevsimlik işçi sayısı, 2010 yılından bu yana giderek azalmıştır. Tarım sektöründe istihdam edilen işçilerin üçte birinin, yani 1.5-2 milyon, mevsimlik gezici tarım işçilerinden oluştuğu bildirildiğine göre, METİP’in kapsadığı işçi sayısının yıllara göre çok düşük olduğu görülmektedir. Oysaki METİP’in bütün illerde, bütün işçilerimizi kapsayacak şekilde uygulanması gerekiyor.
Ayrıca, yine Bakanlığın bazı milletvekillerinin yazılı soru önergelerine verdikleri cevaplarından, mevsimlik tarım işçilerinin çalışmadıkları dönemlerde farklı mesleki yeterlilikler kazandıracak eğitim düzenlemesi yoluyla farklı sektörlerde istihdamlarının sağlanmasının da METİP kapsamında planlandığını, anlıyoruz. Bu planlamanın bir an önce yapılıp, mutlaka uygulamaya geçirilmesi gerekiyor.
***
Sonuç olarak, genellikle hiçbir sosyal güvencesi ve kendi toprağı olmayan mevsimlik gezici tarım işçilerinin, başkalarının topraklarında çalışmak dışında çareleri yok. Tarımsal işlerin yoğunlaştığı dönemlerde göç başlar, dirlik bozulur. Çocukların eğitimi kesilir. Bu işçilerin bütün bu hareketlilik içerisinde tek amaçları, evlerine sağ salim geri dönebilmeleridir. Bunu sağlamak da sosyal devletin görevidir.
İletişim:
mmert71@gmail.com
Kaynak: www.pusulagazetesi.net