Türkiye; 780 bin km2 yüzölçümü, 76.6 milyon nüfusu, uygun iklim şartları ve arazi varlığı ile dört mevsimin yaşandığı ender ülkelerden birisidir. Toplam yüzölçümünün % 49’unu tarım arazileri oluşturmaktadır.
Ekonomik kalkınmada tarımın rolü ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılık göstermektedir. Az gelişmiş ülkelerde tarım sektörü hakim iken, gelişmiş ülkelerde sanayi ve/veya hizmetler sektörü ön plana çıkmaktadır.
Dünyada gelişmiş ülkelerin ekonomilerine bakıldığında; genel olarak tarım sektörünün de geliştiğini, tarım sektörü gelişen ülkelerin genel ekonomilerinin de geliştiği görülmektedir.
Gelişmekte olan Türkiye’de, tarım sektörünün ülke ekonomisi içindeki payı nispi olarak azalmasına rağmen, mutlak değer olarak artmaktadır. Türkiye, tarımsal üretim değeri bakımından Dünya’da 7. ve Avrupa’da 1. ülke konumundadır.
Tarım sektörü, Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Toplam istihdamın % 21,2’si, 17,7 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı ile toplam ihracatın %10,9’u ve Gayri Safi Milli Hasıla’nın % 9,2’si tarım sektöründen sağlanmaktadır.
İmalat sanayi içinde tarıma dayalı sanayiler; işyeri sayısı, istihdam, üretim değeri ve katma değer artışı bakımından önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, sanayimizin ihtiyaç duyduğu hammaddenin yaklaşık _’ü tarım sektöründen karşılanmaktadır.
Tarım sektörü gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, tüm ülkelerin ekonomik hayatlarında önem arz etmektedir. İnsanların beslenmesi için gerekli olan bitkisel ve hayvansal ürünleri üreten bu sektörün ikame kaynağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, tüm ülkeler tarım sektörünü desteklemekte ve tarım sektörünün gelişmesi için politikalar üretmekte ve uygulamaya koymaktadırlar. Türkiye’de son dönemlerde uygulanan tarım politikaları sonucu bitkisel ve hayvansal üretimde önemli artışlar sağlanmıştır. Bu uygulamaların sonucu olarak tarım sektörü gelişmiş ve ilerlemeler kaydedilmiştir. Tarım sektöründeki bu gelişmeyi, tamamen uygulanan tarım politikalarına bağlamak hatalı sonuçlar doğurabilir. Uygulanan tarım politikalarının sonuçları elbette olmuştur. Ancak, tarım sektöründeki gelişmenin ülkenin ekonomik gelişmesi ile de doğrudan bağlantılı olduğunun bilinmesinde yarar vardır.
Tarım sektöründe, 2023 yılında gerçekleşmesi öngörülen 150 milyar dolar tarımsal hasıla ve 40 milyar dolar tarım ürünleri ihracat değerinin gerçekleşebilmesi için aşağıda sıralanmış olan konular üzerinde önemle durulması gerektiği düşünülmektedir:
1. Türkiye’de ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 8.5 milyon hektar’dır. Bu alanın yaklaşık 5.5 milyon hektarı sulanmaktadır. Geriye kalan 3 milyon hektar alanın sulu tarıma açılması gerekmektedir. Kuraklık gibi iklim şartlarından etkilenmenin azaltılmasında sulu tarım önemli rol oynamaktadır.
2. Her bölge için minimum (yeter gelirli) ve optimum işletme büyüklüğü belirlenmelidir. Tarım işletmelerinin giderek küçülmesi ve parçalanması önlenmelidir.
3. Arazi toplulaştırma çalışmalarına hız verilmeli, arazi toplulaştırma çalışmaları tarla içi geliştirme hizmetleri ve diğer alt yapı çalışmaları ile birlikte yapılmalıdır.
4. Tarım işletmelerinin modernizasyonu sağlanmalıdır.
5. Su yönetimine önem verilmeli ve sulama ücretlendirilmesi m3 üzerinden yapılmalıdır. Sulama maliyetlerinin düşürülmesi konusu üzerinde önemle durulmalı, sulama örgütlerinin bu konuda aktif görev alması sağlanmalıdır.
6. Kırsal alanda yaşam standardını arttıracak yatırım çalışmalarına önem verilmeli ve desteklenmelidir.
7. Tarımsal destekler; verimliliği artırıcı, sürdürülebilirliği sağlayıcı ve üreticinin rekabet gücünü arttırıcı bir yapıya kavuşturulmalıdır.
8. “Tarım Ürünleri Piyasasını Düzenleme ve Değerlendirme Kurumu” oluşturulmalıdır.
9. Tarımsal destekler verilirken işletme ölçekleri dikkate alınmalı, özellikle küçük ölçekli işletmelere yönelik gelir destekli uygulamalar göz önünde bulundurulmalıdır.
10. Bakanlığın tarım ile ilgili toplamış olduğu tüm istatistik veriler olabildiğince paylaşıma açılmalıdır.
11. Tarım ürünleri üretimini arttırma gayretinden ziyade verimlilik, kalite standart ve pazarlanabilme konuları üzerinde önemle durulmalıdır.
12. Hassas tarım teknolojilerine yönelik Ar-Ge faaliyetleri desteklenmeli ve bu ürünlerin kullanımı kolaylaştırılmalıdır.
13. Tarımsal üretimin havza yönetim sistemine göre modellenmesi sürdürülmesi ve desteklerin de buna göre şekillendirilmesi önemsenmelidir.
14. İlaç kullanımı ve diğer gıda güvenliği konularında üreticilerin bilgilendirilmesine devam edilmelidir.
15. Tarımsal üretim planlanırken değer zinciri konusu ihmal edilmemelidir.
16. Bitkisel ürünlerdeki kalıntı konusuna yönelik yasal düzenlemelerin sadeleştirilmesi ve mevcutların da üretici tarafından en hızlı şekilde takip edilmesi sağlanmalıdır.
17. Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
18. Yeni çeşit ıslahına yönelik çalışmaların desteklenmesine devam edilmelidir.
19. Tarımda modern teknoloji kullanımı arttırılmalı ve bunların edinilmesine yönelik desteklemeler devam ettirilmelidir.
20. Yerli tarım makineleri ve traktör üreticilerinin korunması için ithalatta belli kalite sınırlarının getirilmesi gereklidir.
21. Ekonomik ömrünü tamamlamış traktörler yerine, çevre dostu modern teknoloji donanımlı traktörlerin edinilmesini kolaylaştıran ve teşvik eden uygulamalar gündeme getirilmelidir.
22. Teknolojisi yüksek tarım makineleri imalatına yönelik firmalara destek verilmelidir.
23. Hem üreticinin hem de tüketicinin daha fazla fayda sağlaması için tarım ürünleri pazarlanmasında kooperatif ve diğer üretici birliklerinin etkinliğinin daha da arttırılması desteklenmelidir.
24. Çevre ve insan sağlığının korunması için entegre mücadele yöntemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması desteklenmelidir.
25. Tüm üreticilerin basit tarım muhasebesi konusunda bilgilendirilmesi ve basit usulde muhasebe yapma ve kayıt tutma konularında eğitilmesi planlanmalıdır.
26. Yeni meyve bahçesi tesisinin desteklenmesinde; daha önceden tarımsal faaliyet yapıyor olma, tarım havzası için ekonomik değeri olan ürün olma gibi konular üzerinde önemle durulmalı ve aynı ürün için her bölgede bahçe tesisi yolu seçilmemelidir.