Dalli'nin, bir rüşvet davasına adının karışması üzerine 16 Ekim'de aniden istifa etmesinin üzerine, 20 çeşit GDO'lu tohumun onay süreci donduruldu. Biyoteknoloji sektöü ise bu tür aksamaların, Avrupa'nın gıda stoklarını ekonomide rekabet gücünü tehdit ettiğini savunuyor.
Daha önce GDO'lu ürünler sebebiyle Dalli ile ters düşen Friends of the Earth Avrupa'nın gıda kampanyaları sorumlusu Mute Schimpf, eski Komisyon üyesinin 'açık bir şekilde GDO yanlısı bir gündeme sahip olduğunu' söyledi. Schimpf, Dalli'nin yerine geçecek ismin, GDO'lu gıdalara karşı kamuoyundaki muhalefeti daha çok dikkate alacağından emin olduğunu belirtti.
Schimpf, 'İyimserim, her zaman iyimserim. Bizim için tüketicilerden sorumlu Komisyon üyesinin, bir avuç biyoteknoloji firmasını takip etmek yerine tüketicilerin ihtiyaçlarına ve isteklerine kulak vermesi bir sorumluluktur' dedi.
Berlin'deki Geleceğin Tarımı Vakfı'nın başkanı Benedikt Haerlin, en azından politikalar üzerindeki anlaşmazlıklar giderilene ve güvenlik konusu çözülene kadar, GDO'lu ürünler üzerinde bir moratoryum bulunması gerektiğini savundu.
Gelecek Komisyon üyesinin, Almanya ve Fransa'yı GDO yasaklarını kaldırmaya ikna ederek, konuya AB düzeyinde ortak bir yaklaşım oluşturmayla başlaması gerektiğini dile getiren Haerlin, 'Bir Komisyon üyesi için en önemli şey bu, çünkü ancak bu gerçekleşirse GDO'ların bilimsel açıdan değerlendirmesi daha az siyasi hale gelir' dedi.
Haerlin aynı zamanda yeni Komisyon üyesinin bir an önce Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin (EFSA) GDO panelinin yapısını gözden geçirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. EFSA, sektör örgütleriyle fazla içli dışlı oldukları iddiaları üzerine reforma gidileceğini açıklamıştı. Ancak Haerlin, bu konuda yeterli aşama kaydedilmediğini belirterek 'Burada açıkça bir güven eksikliği olduğunu düşünüyorum ve bazı üyelerin baştan atanması da bunun üstesinden gelmedi' dedi.
Komisyon'un Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic geçici olarak Dalli'nin görevini üstlendi. Dalli ise uygunsuz davrandığı iddialarını kabul etmiyor ve haksız bir şekilde istifaya zorlandığını savunuyor.
Malta, Dalli'nin yerine Dışişleri Bakanı Tonio Borg'u aday gösterdi. Ancak Borg'u da Salı günü, haklarında ciddi suç iddiaları bulunan zengin bir Kazak çifte oturma izni verdiği suçlaması sebebiyle Avrupa Parlamentosu'nda zorlu bir oturum bekliyor.
Biyoteknoloji sektörü için erken zafer
Konuyla ilgili fikir birliği sağlanamayan Avrupa Komisyonu'nda Dalli'nin GDO politikaları üzerinde etkinliği bulunuyordu.
Maltalı Komisyon üyesi, 2010'da görevi devraldıktan sonra, Alman Amflora patatesine onay vermişti. Bu da 1998'den bu yana AB'de kullanımına yetki verilen ilk GDO'lu ekin olmuştu. İki yıl sonra ise Alman kimya şirketi BASF, Avrupa'da patates geliştirme planlarını rafa kaldırdıklarını açıkladı. Onay alan diğer tek tohum ise Monsanto'nun MON810 tipi mısırıydı.
Dalli aynı zamanda Avrupa'nın ekonomisine ve rekabet gücüne destek olmak için tarımsal biyoteknolojiye destek veren konuşmalar da yapıyordu. Bu konuşmalardan birini de Mart ayında, EuropaBio'nun sponsorluğunu yaptığı bir etkinlikte yapmıştı.
GDO sektörünü temsil eden EuropaBio ise, GDO'lu ürünlerin onay sürecindeki aksamaların, Avrupa'ya zarar verdiğini savunuyor. Kuruluştan geçtiğimiz hafta yapılan bir açıklamada 'AB'nin GDO'lu ürünler için onay sistemi, Avrupa'nın tarımsal ürün stoklarında aksama yehdidine yol açan bir engel teşkil ediyor' denilmişti.
Açıklamada, 'GDO'lu ürünlerin güvenliğinin eşi benzeri yoktur: GDO'lu ürünlerin 15 yılın üzerinde bir zamandan bu yana dünyanın tarım alanlarının yüzde 10'unda, gıdasında, hayvan yeminde ve tekstilinde yaygın bir şekilde kullanılmasından doğan, sağlık ve çevre üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğuna dair altı doldurulmuş tek bir vaka bile yoktur' ifadelerine yer verildi.
Güvenlik otoritesi hedefte
Dalli'nin yerine kim geçerse geçsin, Komisyon'a GDO konusunda danışmanlık veren kamu görevlileri genellikle kamuoyundan daha hoşgörülü.
Komisyon'un bilim baş danışmanı Anne Glover, Temmuz ayında EurActiv'e yaptığı açıklamada 'Benim için en nihayetinde, GDO'lu gıdalarda geleneksel tarımdan elde edilen gıdalardan daha fazla risk yok' demişti.
EFSA yıllardan beri GDO'lu ürünlerle ilgili olumlu değerlendirmelerde bulunmakla eleştiriliyor.
Şubat ayında iki şeffaflık örgütü Corporate Europe ve Earth Open Source, biyoteknoloji ürünü gıda ve ekinleri gözden geçirmekle görevli kurumun, mercek altına aldığı sektörlerle 'sık sık çıkar çatışması' yaşadığını söylemişti.
Örgütlerin raporunda 'Çoğu zaman EFSA'nın gıda güvenliğimizle ilgili kararlarının altında bağımsız bilim değil, sektör verileri yatıyor. EFSA'nın kurul üyelerinin pek çoğunun biyoteknoloji, gıda ve pestisit şirketleriyle bağlantıları var. EFSA düzenlemeleri, bariz çıkar çatışmalarına olanak sağlamaya devam ediyor' denildi.
EFSA'nın üst düzey bir yetkilisi ise raporun 'önyargılı ve temelsiz' olduğunu savundu. Ancak faaliyetlerinin bağımsızlığıyla ilgili eleştirilerin üstesinden gelmeye çalışan EFSA, bir ay sonra beyan kurallarını ve kimin bilimsel uzman olarak çalışabileceği konusundaki yönetmelikleri açıklığa kavuşturma planlarını açıklamıştı.
EFSA'nın Ekim ayında da, Fransa'da yürütülen tartışmalı bir çalışmanın, GDO'lu mısırın sağlıkta tehdit oluşturabileceğine yönelik ulaştığı bulguları gözardı ettiği suçlaması üzerine de kendini savunması gerekti.
Fransız biyolog Gilles-Eric Seralini öncülüğünde yürütülen açalışma, Monsanto'nun Roundup isimli, zararlı bitkileri yok eden ilacından taşıyan NK603 tipi mısırla beslenen ya da ABD'de izin verilen seviyelerde Roundup içeren sudan içirilen farelerin, normal beslenen farelerden daha çabuk öldüğünü ortaya koymuştu.
http://www.euractiv.com.tr/gida-ve-saglik/article/gdo-karsitlari-dallinin-ardindan-daha-kati-ab-politikalari-bekliyor-026466