|
Zeytin ve zeytinyağında uluslararası rekabet gücünün artırılması için 12 maddeden oluşan raporu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na sunan Ege İhracatçı Birlikleri, destek bekliyor.
|
20.06.2014
402
|
Son haftalarda Türkiye'de gündem o kadar hızlı değişiyor ki birçok konu ya gündeme gelemiyor ya da hak ettiği yeri bulamıyor. Irak'ta yaşanan son gelişmeler, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi sıcak gündem maddelerinin arasında biz tarım, gıda ve hayvancılık alanındaki analizlerimize devam ediyoruz.
Uzun zamandır zeytin ve zeytinyağı sektöründe yaşanan sorunlar ve çözümüne yönelik rapor ve çalışmaları takip ediyoruz.
Ege İhracatçı Birlikleri de bu konuda bir dosya hazırladı. Söz konusu rapor, geçtiğimiz haftalarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda düzenlenen "Zeytin-Zeytinyağı Sektörünün Sorunları ve Çözüm Yolları" konulu toplantıda yetkililere sunuldu.Rapor en kısa sürede Ekonomi Bakanlığı'na da iletilecek.
Biz de Ege İhracatçıları Birlikleri'nin 12 maddeden oluşan ve 2023 yılı ihracat hedeflerinin gerçekleştirilebilmesinde sektör açısından yol haritası niteliğinde ortaya konan raporun öne çıkan başlıklarını sizinle paylaşmak istedik.
- Türkiye navlunda rekabet edemiyor -
Türkiye’nin hedef pazarları içerisindeki Bulgaristan, Romanya, Rusya ve Irak için navlun primi uygulanması gerektiğine dikkat çekilen raporda rekabet açısından somut örneklere de yer veriliyor.
Türkiye’den Romanya’ya yapılan ihracatta 1 tır için 2000 euro ödenmekte iken rakip konumdaki Yunanistan'ın maksimum 500 euro navlun ödediğine dikkat çekilen raporda, “Türkiye’den Moskova’ya gemi ile Novorossiysk ve tır ile Novo-Moskova ücreti 4200 $ olarak ödenmekte. İspanyollar ise gemi ile Saint Petersburg ve tır ile Moskova için 2000 $ ödemekte. Türkiye’den Irak’a tır ücreti 3000 $ civarında iken rakibimiz İspanyollar Basra’ya 1000 $ ödemektedir” deniliyor.
- Zeytinyağı için yeterli prim verilmiyor -
Üretimin tüm safhalarında girdi maliyetlerinin daha rekabetçi seviyelere çekilmesi gerektiği belirtilen raporda, “Zeytinyağında uygulanan prim, diğer yağlık ürünlerimiz mısır, ayçiçeği, soya, aspir ve benzerlerinde uygulandığı gibi sofralık zeytinde de, üretimi teşvik edecek seviyede uygun yöntemler ile sofralık zeytin için 0,25 TL, zeytinyağı için 2 TL olacak şekilde uygulanmalıdır” deniliyor.
Takribi 2,8 TL değerindeki ayçiçeği yağına 0,8 TL prim, 2,5 TL değerindeki kanola yağına 1 TL prim uygulandığı hatırlatılan raporda daha güç şartlarda üretilen ve ortalama 5,5 TL değerindeki zeytinyağına 0,7 TL prim uygulanmasının yetersiz olduğu vurgulanıyor.
Yaklaşık 450 bin ton sofralık zeytin üretilen (200 bin ton kayıt altında) Türkiye'de sofralık zeytine tarımsal destek sağlandığı takdirde, üretilen miktarın tamamının kayıt altına alınabileceği savunuluyor.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün bir diğer önerisi ise ihracat yapılan ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) geliştirilmesi yönünde.
Bu kapsamda hedef/yeni pazarlarda teşviklerin uygulanması gerektiği savunulan raporda, “ABD ve Avrupa gibi gelişmiş pazarlardaki toptancıların kendi markaları ile 'Private label' ürün talep etmeleri ve bundan, bu pazarlarda etkin İtalyan, İspanyol ve Yunanistan firmalarının AB teşviklerinden yararlanmalarına karşılık, 'Private label' ihracatımızda ülkemizde tescilli markalara verilen teşviklerin yarısı kadar teşvik verilmelidir” deniliyor.
- Zeytin ve zeytinyağında lisanslı depolar kurulmalı -
Zeytin, zeytinyağı ve prina yağında hammadde arzındaki sürekliliğin sağlanması için zeytinlik alanların ve sektöre ait işletmelerin tam verimli hale gelmesi ve öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik adımlar atılması gerektiğini savunan Ege İhracatçı Birlikleri, bu kapsamda ihtiyaç duyulan ürünlerin özellikle iri daneli vb. zeytin çeşitlerinin (Tekir, Domat, Memecik, Kalamata) üretiminin teşvik edilmesi gerektiği üzerinde duruyor.
Raporda, üretilen ürünlerin kalitelerinin korunması, veri tabanı oluşması ve ihtiyaç duyulduğunda piyasaya arzı yönüyle zeytin ve zeytinyağında lisanslı depolar kurularak işlerlik kazandırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Yaşlı ağaçların budama yöntemi ile gençleştirme ve eski plantasyonlarda verimi arttırma (sulama, gübreleme vb.) projeleri hazırlatılması yönünde önerilerin sunulduğu raporda, “Türkiye’de takribi 80 milyon adet olarak bilinen delice zeytin ağaçlarından aşılanabilir durumda olan 40 milyon adedinin aşılatılarak üretime kazandırılması amacıyla proje hazırlatılmalıdır” deniliyor.
- Türkiye'nin 100 tonluk kotası artırılmalı -
Raporda bir diğer başlık ise Avrupa Birliği uygulamalarına yönelik. Avrupa Birliği’nin zeytinyağında AB dışı ülkelere korumacı tedbirler kapsamında uyguladığı yüksek oranlı gümrük vergileri ve kota politikasına değinilen raporda, rakip ülkelere tanınan kotalar karşısında Türkiye'ye uygulanan 100 tonluk kotanın yok denecek kadar az olduğu ve artırılması yönünde çalışmalar yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Ege İhracatçı Birlikleri, ihracatı yüzde 100 yerli ürünlerden gerçekleştirilen ’Zeytin ve Zeytinyağı’’ sektörüne yönelik yatırımların da 'öncelikli yatırım' kapsamında değerlendirilerek 5'inci Bölge desteklerinden yararlandırılması çağrısında bulunuyor.
Girdi maliyetlerinin azaltılması için çalışma yapılması gerektiği üzerinde durulan raporda, zeytinyağında iç tüketimin kamu spotu yayınları ile artırılması talebi de dile getiriliyor.
Bilindiği üzere Avrupa ülkelerinde kişi başına yılda ortalama 10-12 kilogram zeytinyağı tüketimi gerçekleşirken, Türkiye'de yılda sadece 1.5-2 kilogram zeytinyağı tüketiliyor.
- Irak’a ihracat yapan firmalar mağdur -
Ege İhracatçı Birlikleri'nin dikkat çektiği bir diğer konu ise Irak Standardizasyon Kurumu’nun son dönemde dünyada uygulanan son kullanma tarihi ile ilgili olarak yeni kriterler belirleyerek kavanozlu ürünlerde 1,5 yıl, tenekeli ürünlerde 1 yıl ve plastik kova ve vakumlu ürünlerde ise 6 ay olarak uygulamasına yönelik.
Irak’a ihracat yapan firmaların ciddi mağduriyetinin önlenmesi amacıyla zeytin-zeytinyağının riskli analiz grubundan çıkarılarak son kullanma tarihinin kavanoz ve tenekeli ürünlerde 2 yıl, plastik kova ve vakumlu ürünlerde ise 1 yıl olarak revize edilmesi için gerekli girişimlerde bulunulması gerektiği belirtiliyor.
Umarız zeytin ve zeytinyağı sektörüne yönelik söz konusu sorun ve çözüm yolları yetkililerce en kısa sürede dikkate alınır ve Türkiye açısından stratejik önemdeki bu sektör de 2023 hedeflerine istikrarlı bir şekilde ilerler.