2013 yılı Martında Dünya Tahıl rekolte tahminleri için yüz güldürücü rakamlara değinmiş ve bu beklentiden ülkemizin de nasipleneceğini belirtmiştik (Açıkgöz 2013, 2013 için dünya tahıl üretim tahminleri yüz güldürüyor (https://nacikgoz.wordpress.com/2013/03/page/2/).
22.07.2013
551
Kuzey Kürede hasatların tamamlanmak üzere olduğu şu günlerde FAO’nun yayınladığı bir rapor yazı başlığımızla paralellik göstermektedir. Raporda 2012 yılına göre %7’lik bir artışla 2479 milyon tonluk bir rekor tahıl üretiminin gerçekleştiğine değinilmektedir. Bunda %6,8’lik bir artışla buğday (704 milyon ton) ve %9,7’lik artışla arpa-çavdar-yulafın gözle görülür katkısı gözlemlenmiştir. Henüz net verilerin elde edilemediği çeltikte ise %2 gibi düşük artış oranından söz edilmektedir.
Doğal olarak bu artışlardan fiyatlar da tüketici lehine değişmiş ve hafiften bir düşüşler yaşanmaya başlamıştır.
Maalesef bu gelişmeleri tüm ülkeler için genellemek mümkün görünmemektedir. Suriye, Mısır, bazı Orta ve Batı Afrika Ülkeleri, Madagaskar, Kuzey Kore gibi 34 ülkede (27 si Afrika’da) gıda güvenilirliği tehlike altındadır ve rekor ürünle bu ülkeler en azından normal fiyatlarla tahıl gereksinimlerini karşılayabileceklerdir.
Aslında Dünya tahıl üretimi tehdit altındadır. Avustralya’nın artan girdi maliyetleri nedeniyle buğday ihracatçısı olmaktan çıkmak üzere olduğu bilinmektedir. Küresel ısınmanın ayak sesleri duyulmaya başlandığını blog takipçilerim hatırlarlar (Açıkgöz 2013; KÜRESEL ISINMANIN TARIMDA İLK ÇAN SESİ: S. ARABİSTAN’DA BUĞDAY TARIMINA SON! https://nacikgoz.wordpress.com). Tarım iş gücündeki yaşlanma yarınki üretim için büyüyen bir tehdit ve tarım alanlarının tarım dışına kaydırılması ayrı bir konu. Özellikle de biyoyakıta yönelik yeni yeni uygulamalar dünya tahıl üretiminde yeni stratejilerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Asıl çarpıcı gelişme ise dünya nüfus gününde oldu. Birleşmiş milletlerin bir değerlendirtmesine göre dünya nüfusunda mevcut tahminlerin ötesinde bir artış olacağı ortaya çıkmıştır. Söz konusu yeni projeksiyona göre 2050 yılı için nüfus tahmini 9,0 milyar değil, 9,6 milyar olarak düzeltilmiştir .
Şimdi buğdaydan başlayarak 2013 yılı için dünya tahıl üretimlerine bir göz atalım. FAO’nun söz konusu raporuna göre, bir önceki yıl ürününden %4,3 lük fazlalıkla 690 milyon ton ürün beklenmektedir. Bu artışta, fiyat yükselmeleri nedeniyle Avrupa’da buğday ekim alanlarının genişlemesi, 2012 yılında kuraklık nedeniyle Rusya’da yaşanan verim düşüklüğünün toparlanması gibi nedenler etkili olmuştur. Bilindiği gibi Rusya’nın 2012 buğday hasat miktarı 38 milyon ton iken, 2013 tahmini %40 artışla 53 milyon ton olmuştur. Bu iki yıl farkı 2013 için Kazakistan’da %47 ve Ukrayna’da %23 biçimindedir. AB’deki artış %4,5 olarak tahmin edilirken, iklim koşulları da zaten bu beklentiyi doğrulamaktadır. Pakistan da rekor üretim beklentisi içindedirler. Artış yaşayacak bir başka ülke de Arjantin’dir (%24). Çin’de ise durum pek yüz güldürecek gibi görünmemektedir.
İlgili makamların bildirdiğine göre ülkemizde de buğday üretiminin 22 milyon tona çıkabileceği beklenmektedir. Ki bu da 2012 yılına göre 4 milyon ton civarında bir artış anlamına gelir.
Mısır hasadı geçen yıla göre %9’luk bir artışı işaret etmektedir. İkinci ürün ekilişlerinin de devam ettiği Arjantin’de ekim alanı her ne kadar %8 kadar daralmışsa da 2013 yılında rekor bir mısır ürünü beklenmektedir. Aynı doğrultuda bir beklenti de Güney Afrika’da yaşanmaktadır.
Tarım uzmanları henüz hasatlara başlanılmayan çeltikte de 2013 yılı için olumlu beklentiler içindedirler. Asya için bu artış %5, Arjantin için %2 ve Brezilya için %3,7 civarında tahmin edilmektedir.
Tahılların 2013 yılı üretim tahminleri bu şekilde özetlenirken, bunların stoklarına da bir göz atmakta yarar olsa gerek. 499 milyon ton olarak tahmin edilen dünya tahıl stoku 2012’den %2,7 yani 14 milyon ton daha düşüktür. Buna rağmen söz konusu stoğun tüketime oranı yine de %20’nin üstündedir.
1960’larda 1,37 milyar hektar tarım alanı ile 3,5 milyar insanı besleyen dünyanın, 2010’lara gelindiğinde 1,53 milyar hektar alanda 7 milyar insanı besleyebildiğine şahit oluyoruz. Diğer taraftan 2050’lerde olasılıkla daha da daralacak tarım alanları ile ve özellikle küresel ısınma koşullarında 9,6 milyar insanı nasıl besleyebileceğini ucu açık bir soru olarak herkesin kafasında beklemektedir. Bu soru, özellikle yarınki tüketicinin daha fazla günlük kalori gereksinimi, tarım kesimindeki yaşlanan nüfus, bitki ıslahı ile birim alandan kaldırılan ürün artışının yıldan yıla düşüşe geçtiği günümüzde daha da önem kazanmaktadır.
Kaynak: https://nacikgoz.wordpress.com/