- Siz sağ mı, yoksa sol blok da mı oturuyor sunuz? Diye sordu. Niye böyle bir soru ile karşılaştığıma anlam veremeden bir çırpıda;
- ‘’Sağ blok’’ dedim.
- Penceren aşağıya çöp atılıyor, en alt katta oturanlar çok rahatsız, sigara izmaritleri ve çöpleri topladık bugün. Lütfen atmayalım, dedi. Ne olduğumu anlayamadan bir anda, şaşkınlık ve kızgınlık arasında giderken,
- Hayır canım! Neden çöplerimizi pencereden aşağıya atalım diyebildim.
- Umarsızca, ‘’Herkese söylüyorum’’ dedi o da. Sinirle çantamın içinde anahtarlarımı ararken, çantamın içinde var olan aslında çöpe atmam gereken ama sağda solda çöp kutusu bulamadığım için çantamda kendine yer etmiş bolca çöpüm olduğunu fark ettim. Gülümsedim ve eve girdim…
Ben çöpünü çöp kutusu yoksa çantasın da taşıyanlardanım.
Her geçen gün yaşadığımız çevrenin biraz daha yaşanılamaz hale gelmesinde tüm insanlığın önemli payı var. ‘’Dünya benimle var oldu, benimle son bulacak.’’ görüşü insan alışkanlıklarını etkileyen önemli bir faktör. Burada şimdi çevre bilinci konusu ve yapılacaklar hakkında uzunca bir yazı yazmayacağım. Zaten herkes tüm bunları sular seller gibi biliyor; tabi sadece teori de. Benim asıl bahsetmek istediğim en basit ama en sık görülen alışkanlıklarımızdan bir tanesi; çöp atma eylemi.
Eminim hatırlarsınız bu sözü ‘’Herkes kapısının önünü süpürürse Dünya tertemiz olur’’. İlk duyduğum da bu sözü, tüm Dünya’ da kapısının önünü süpüren insanlar hayal etmiştim, tertemiz bir Dünya. Sonra kendime geldiğim de arkasından gelen ‘’Biz büyüdük ve kirlendi Dünya sözleri..
Arabasının içini temiz tutmak adına otoban da pencereden dışarı çöpünü sallayan kadın, yolda içtiği kutu kolayı sokağa atan adam, kim olduğunu bilmediğim ama pencereden aşağıya çöplerini sallayan komşumuz ve deniz alır götürür inancıyla, cipsin poşetini atan çocuk; el birliğiyle Dünya’ yı biraz daha yaşanamaz, pis ve çirkin bir hale getiriyoruz…
Tam da tüm bunları bağlamak istediğim konu ise bu yıl 17 -23 Eylül tarihleri arasın da 19. Altın Koza film festivali kapsamın da Fatih Akın ın ‘’ Cennetteki çöplük’’ belgeselinin Türkiye prömiyerin yapılacak olması. Fatih Akın 2006 da Yaşamın kıyısın da filminin çekimleri sırasında Trabzon Sürmene ilçesine bağlı Çamburnu beldesin de çay tarlaları ortasına kurulan dev çöp arıtma ve toplama tesisini görünce deyim yerindeyse çıldırıyor ve burada ki insanların tam 12 yıldır sürdürdüğü mücadeleyi desteklemek, tüm bunları engellemek adına bir şeyler yapmak istiyor ve sarılıyor kamerasına. Belgesel bu süreçte geçen olayları yani bir doğa katliamını anlatıyor kısaca.
Filmden yaşlı bir teyze öfkeyle şöyle demek de;
‘’ Allah’ ım bizi günahlarımızdan arındır diye dua edeceğimize Allah’ ım bizi çöpten kurtar diye dua eder olduk’’ …
Çöpünü attığın Dünya hepimizin, biraz farkındalık sadece…
Dilek Kayacan…