Toprak farklı ana materyallerden oluşan ve bu ana materyallerden fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile farklılıklar gösteren, horizon veya farklı katmanlara sahip, gevşek yapıda, içinde geniş bir canlılar alemi barındıran, bitkilere durak ve besin kaynağı ödevini gören doğal bir bünyedir.
15.05.2022
117
Toprak farklı ana materyallerden oluşan ve bu ana materyallerden fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile farklılıklar gösteren, horizon veya farklı katmanlara sahip, gevşek yapıda, içinde geniş bir canlılar alemi barındıran, bitkilere durak ve besin kaynağı ödevini gören doğal bir bünyedir.
Hava ve su gibi toprak da yerküreyi saran doğal bir kaynaktır. Karasal ekosistemlerde yaşayan tüm canlılar besin maddelerini/elementleri doğrudan doğruya veya dolaylı olarak topraktan temin eder ve onun üzerinde yaşamını sürdürür. Ancak nüfus artışı ve hızlı sanayileşme toprak üzerindeki baskısını her geçen gün artırmaktadır. Sonsuz ve değişmez bir kaynak olarak kabul edilen toprak acaba bu yoğunluğu kaldırabilecek güçte midir?
Toprak kullanımı, gübreleme, pestisit tüketimindeki bilinçsiz uygulamalar ve vejetasyonun korunmaması toprakların yorulmasına ve kaybına neden olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Birçok bölgede bitki besin elementleri kritik seviyenin altına düşmüştür. Bunların sonucunda başta insan olmak üzere tüm canlılar tehlike altındadır. İnsanlığın devamı toprakların akılcı şekilde kullanılmasına bağlı olduğuna göre bu noktada toprak analizinin önemi ve toprağa ihtiyacı kadar gübre vererek toprağı kirletmeden maksimum ürün almak öne çıkmaktadır. Sürdürülebilir tarım için bu şarttır.
Gıda güvenliğini ele alacak olursak; besin element dengesi bozuk ortamda yetişen bitkilerde verim düşüşü yanında kalite bozukluğu da ortaya çıkacaktır. Bu nedenle sağlıksız ürünlerle beslenen insanlarda ve hayvanlarda verimi ve sağlıklı yaşamı etkileyen arazlar ortaya çıkmaktadır. Bitki sağlığının, insan ve hayvan sağlığını özellikle element noksanlığı veya fazlalığı açısından etkilediği, çeşitli hastalıklara neden olduğu bilinmektedir.
Tüm tarımsal çalışmaların amacı, tarımsal kaynakların en iyi biçimde işletilip ürünü artırarak insanların sağlıklı bir şekilde beslenmelerine yardımcı olmaktır. Tarım topraklarının verimli olması ve verim güçlerinin korunması çeşitli şekillerde topraktan yiten besin elementlerinin toprağa geri verilmesi ile mümkündür. Gübre tarımın dayanağı ve tarımsal üretimin en önemli girdilerinden biri hatta birincisidir. Gübre tüketimine ülkelerin sosyal ve ekonomik yapıları etki eder. Sosyal yapısı tarımsal faaliyetleri bilinçli bir biçimde yapacak durumda olan ve ekonomik yapısı tarımsal ürünlerin endüstriyel olarak işlenmesine ve pazarlanmasına uygun olan ülkelerde doğal olarak gübre tüketimi daha yüksek olmaktadır.
Gübre üretimi ve tüketiminin Türkiye için son derece önemli olduğu bilinmektedir. Türkiye’nin iklim koşullarının çeşitli bitkilerin bitkilerin bir arada yetiştirilmesine uygun olması, ekilebilir tarım alanlarının sınıra gelmesi gübrenin ürün artışındaki önemini bir kat daha artırmaktadır. Ayrıca gübre ve gübre ham maddelerinin, dış alımla sağlanan maddeler arasında döviz tüketimi yönünden ön sıralarda yer alması konunun Türkiye ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu açıklamaya yetmektedir. Özellikle gübre uygulamalarında hesaplamaların son derece bilimsel değerler taşıması, bitki ihtiyacının altında veya üstünde uygulandığı zaman ortaya çıkacak ekonomik kayıpların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Uygulanan gübreden istenen faydanın sağlanması ve ekonomik olması için uygun gübre cinsi uygun zamanlarda ve en uygun miktarlarda toprağa verilmelidir. Fazla gübre kullanımı fazla ürün anlamına gelmediği gibi bazen bitkiye zehir etkisi yaparak ürünün azalmasına neden olmaktadır. Aşırı gübre kullanımı çiftçinin parasının israfına yol açarken, gübre ham maddesini dışarıdan ithal ettiğimiz için ülkemiz dövizinin boşa gitmesine sebep olmaktadır.