Bayraktar, yaptığı açıklamada, bilimsel araştırmaların dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 80'inin sağlık için geleneksel tıbbı ve tıbbi bitkileri de kullandığını ortaya koyduğunu belirtti. Dünyada kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerin sayısının Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 20 bin civarında olduğu bilgisini veren Bayraktar, bunlardan 4 bin tıbbi ve aromatik bitkinin yaygın bir şekilde kullanıldığını, halen dünyada 2 bin, Batı Avrupa'da ise 500 kadar tıbbi ve aromatik bitkinin ticaretinin yapıldığını vurguladı. Gelişmiş ülkelerde insanların kullanılan kimyasal ilaçların yan etkilerinin çok fazla olması nedeniyle özellikle tedavide bitkisel kaynaklara da yöneldiğini belirten Bayraktar, "Tedavide kullanılan ilaçların önemli bir kısmını doğal kaynaklı ilaçlar oluşturmaktadır. Doğal kaynaklı ilaçların kullanım oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 60, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 4 civarında olduğu görülmektedir" dedi.
"ÜLKEMİZDE 9 BİN DOĞAL, 3 BİN DE ENDEMİK BİTKİ TÜRÜ VAR"
Türkiye'nin bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri sanayilerinin girdisini oluşturan pek çok bitkisel ürünü florasında barındırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
"Ülkemizde 9 bin doğal, 3 bin de endemik bitki türü vardır. Bitki çeşitliliği alt türlerle 12 bini bulmaktadır. Avrupa kıtasında bulunan bitki türlerinin yüzde 75'i Türkiye'de bulunmaktadır. Türkiye, farklı iklim ve ekolojik koşulları, zengin florasıyla doğada toplanan ve kültürü yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler açısından büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. İhracatta lider ülkelerden biridir. Ülkemiz, haşhaş, kekik, defne yaprağı üretim ve ihracatında dünya birincisidir. Dünyada tarlada üretilen 15 bin ton kekiğin 11 bin 598 tonunu, 10 bin ton defne yaprağının 9 bin tonunu Türkiye üretiyor. Türkiye, kırmızı biber, kimyon, anason, nane üretimi ve ihracatında da önemli yere sahip durumda. 2012 yılında üretilen 11 bin 598 ton kekiğin 10 bin 14 tonunu tek başına Denizli ilimiz üretiyor. Bu sadece tarla üretimi. Türkiye'nin her tarafında doğada toplanmaya hazır birçok tıbbi ve aromatik bitki var ve bu bitkiler dünyada para ediyor."
Kekikte 11 bin 598 ton tarla üretimi olmasına karşın doğada toplananlarla birlikte ihraç edilen kekik miktarının bu rakamın üzerinde gerçekleştiğini bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
"İhracat için tarla ürünü yetmezse doğadan toplanıyor. Tarla üretimi 11 bin 598 ton ama ihracat 13 bin 912 ton. Ülke içi tüketimi de var. Doğada en az 5-6 bin ton kekik toplanıyor. Kekikte en büyük müşteri ABD. Bu ülke, Türkiye'den 3 bin 493 ton kekik (işlenmiş, işlenmemiş kekik ve kekik yağı) ithal ediyor ve bunun karşılığında 41 milyon dolar ödüyor. Kekik ihraç ettiğimiz diğer ülkeler ise Almanya, İtalya, Kanada, Polonya, Hollanda, Fransa, Japonya ve Avustralya'dır. Diğer önemli ihraç ürünümüz ise defne yaprağıdır. En önemli defne üreticisi ve ihracatçısı Türkiye, dünya defne yaprağı ihtiyacının yüzde 90'ını karşılıyor. Defne yaprağı dışsatımı yapan birkaç ülkeden birisiyiz ve yılda 10 bin 483 ton ihracat yapıyoruz. Türkiye, adaçayı üretimiyle de dünyanın en önemli tedarikçilerinden birisi konumunda. Ülkemiz kırmızı biber, kimyon, anason ve nane üretimi ve ihracatında da önemli bir yere sahip."
Türkiye'nin tıbbi bitkilerinden haşhaşın 13 ilde yetiştiriciliğinin yapıldığını, 2012 yılı verilerine 3 bin 497 ton haşhaş kapsülü üretildiğini bildiren Bayraktar, dünyada haşhaş üreticisi diğer ülkelerin Avustralya, Hindistan, Fransa, İspanya ve Macaristan olduğunu belirtti. Dünyanın haşhaştan elde edilen tıbbi ve bilimsel amaçlı hammadde tüketiminin ortalama 400 ton civarında olduğu bilgisini veren Bayraktar, bunun 129 tonunu Türkiye'nin sağladığına dikkati çekti.
"ÜRETİM ARTIŞI VE İSTENEN KALİTEDE ÜRÜN İÇİN KÜLTÜRÜ ALINARAK ÜRETİM YAPILMALI"
Bayraktar, yıllara göre değişmekle birlikte tıbbi ve aromatik bitkiler arasında en fazla ihraç edilen kekiğin bir kısmının Toroslar üzerinden doğal alanlardan toplandığını, tarlada üretimin ise İzmir, Manisa, Denizli, Antalya ve Isparta gibi illerde yapıldığını belirtti. Tıbbi ve aromatik bitkilerde üretimi artırmak ve istenen kalitede ürünü elde edebilmek için kültüre alınarak üretim yapılması gerektiğini bildiren Bayraktar, "Bazı türlerde ekonomik olsa da doğadan toplanan bitkilerde kaliteli ve standart ürün elde etmek zordur. Bu yolla floraya zarar vermeden sürdürülebilir bir üretim de yapılamaz. Tıbbi aromatik bitkilerin doğadan bilinçsizce ve aşırı miktarda toplanması bitki popülasyonunda azalmalara yol açmaktadır" dedi.
Bayraktar, üreticinin teşvik edilmesinin, ürün bazlı desteğin verilmesinin, hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve depolamayı sağlayacak tesislerin kurulmasının üretimin artmasını sağlayacağını, ayrıca tıbbi aromatik bitkilerin teşvik kapsamına alınmasının da ihracatı artıracağını belirtti.