Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı Harun Çallı, Türkiye'nin Rusya'ya süt ve süt ürünleri ihracatının 15 Ekim itibariyle başlayabileceğini söyledi.
Çallı, Rusya'nın Ukrayna ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ABD ve AB ülkelerinden meyve, sebze, et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri ihracatını durdurmasının Türkiye için yeni fırsatlar doğurduğunu belirtti.
Çallı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Rusya Bitki Karantina Servisi yetkilileri arasında uzun zamandır sürdürülen görüşmelerin sonuçlandığını, gerekli izinlerin alındığını ve devletler arasındaki prosedürlerin tamamlandığını kaydetti.
Rusya'ya süt ve süt ürünleri ihracatı önünde hiç bir engelin kalmadığını dile getiren Harun Çallı, "Rusya'ya ihracatın önünde engel kalmadı. 15 Ekim itibariyle ihracat başlayabilir. Rusya pazarının yüzde 5'ine bile hakim olsak sektör için çok büyük kazanç olur" dedi.
Sanayici Rusya pazarını inceledi
Rusya'ya ihracat yapacak potansiyeli olan sanayicilerin geçtiğimiz günlerde Rusya pazarında incelemelerde bulunduğuna dikkati çeken Çallı, "Sanayici gitti incelemelerini yaptı. Ciddi bir rakamda ihracat bekliyoruz. Şu anda rusya ile bir problem kalmadı. Bütün sertifikalandırma işi bitti. Devletler arası her konuda anlaşıldı" diye konuştu.
Türkiye'de süt ve süt ürünleri üretimi yapan firmaların yüzde 80'inin AB ve Rusya'ya ihracat yapacak standartlarda üretim yaptığını anlatan Çallı, ürünün kalite ve standardında bir sıkıntının bulunmadığını ifade etti.
Türkiye'nin süt üretiminde dünyada 16. sırada bulunduğunu, üretimin her yıl yüzde 10 arttığını dile getiren Çallı, şunları söyledi:
"Süt üretimindeki bu büyümeyi karşılayacak pazara ihtiyacımız vardı. Rusya pazarı bu anlamda büyük bir fırsat oldu. Biz Rusya pazarının bütün ihtiyaçlarını zaten karşılamayız. Ciddi miktarda mal satacağımızı düşünüyorum. Rusya'nın ABD ve AB'ye uzun bir süre sırtını döneceğini düşünmüyorum. Onlar kucaklaşmadan bizim Rusya pazarından istediğimiz payı almamız büyük önem taşıyor."
Rusya AB standartlarında mal istiyor
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Adnan Yıldız ise Rusya'nın AB standartlarında ürün talep ettiğini, Türkiye'nin pazarda kalıcı olmak için çiğ sütten başlayarak ürün standardını yükseltmesi gerektiğini söyledi.
Büyük çiftlikler dışındaki çiğ süt üretiminin AB standartlarında olmadığını savunan Yıldız, "İhracat yapabilmenin koşulu üretim yapan tesisin AB standartlarında olması gerekiyor. Sanayi ayağı bu konuda hazır. Hammade ayağı olan çiğ sütü bu standartlarda üreten 14 çiftlik var. Rusya'nın talebi fazla olursa bu 14 firmanın üretimi yetmeyebilir" diye konuştu.
Türkiye'nin Rusya'ya süt ürünleri ihracatının bulunmadığını, ihracatın başlamasıyla bu pazarda kalıcı olmanın önem taşıyacağını dile getiren Adnan Yıldız, "Kalıcı olmak için Rusya'nın istediği standartlarda ürün temin etmek gerekiyor. Bunun yolu da çiğ sütten başlayarak üretim standardını yükseltmemiz gerekiyor. Biz yıllardır dernek olarak 'ari' işletmelerin çoğalması için çağrıda bulunuyoruz. Herkesin kendi evinin içini temizlemesi lazım. Devlet süte destek veriyor. Ari olmayan işletmelerin hayvanlarını kesip onlara paralarını ödüyor. Ari olmayan işletmelerdeki hayvanları kesip parasını verme yerine 'sütü bu şartlarda üretirsen, şu desteği veririm' demesi daha faydalı olur" şeklinde konuştu.
Uygun standartlarda yeterli ürün yok
Tire Süt Üreticileri Birliği Mahmut Eskiyörük, hayvancılığın geleceğinin süt ve süt ürünleri ihracatında olduğunu söyledi. Rusya pazarının bu anlamda büyük bir fırsat olduğunu kaydeden Eskiyörük, geçmişte Rusya'ya yapılan sebze ve meyve ihracatında bazı ürünlerin istenilen standartlarda olmadığı için gümrükten geri döndüğüne dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Sektörün geleceği ihracatta ama ihracat yapabilecek standartlarda yeteri ürünümüz yok. Türkiye'de üretilen sütün büyük bölümü hala istenilen standartlarda değil. Çiftlikler dışında üretilen sütler büyük risk taşıyor. Sütün yerinde kontrol edilmesi gerekiyor. İhracat kapısı açılıyorsa ürünün de kaliteli olması lazım. Bugünkü şartlarda toplanan sütle elde edilen ürünleri ihraç etmek pazarın geleceği açısında çok riskli. Hammaddeyi sağlıklı hale getirmeden ürününü ihraç edemezsiniz."