Kremlin Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov da bu bilgiyi teyit etti. "Ürün karşılığı petrol" işlemi, Rusya'nın, İran'dan alınan petrolün karşılığında bu ülkeye buğday, teknoloji ve inşaat malzemeleri vermesini öngörüyor.
İran petrolü takas yapılacak.
Rusya, özellikle Çin ve Hindistan olmak üzere Asya-Pasifik ülkelerine petrol satacak, ancak bu ülkelere petrol taşınması daha ucuza mal olduğu İran tarafından yapılacak. Rusya ise aktarılan bu petrolün karşılığında İran'a, her ikisinin de kıyısı bulunduğu Hazar Denizi üzerinden gemilerle ürün temin edecek. Bu şekilde her iki ülke ürünün maliyetini önemli ölçüde artıran taşıma masraflarından kar edecek.
Geçen yıl petrol fiyatları 110 dolar düzeyindeyken, "ürün karşılığı petrol" işleminin toplam değerinin 20 milyar dolar olacağı tahmin ediliyordu. Petrol fiyatlarının bugünkü 58 dolar seviyesinden hesaplanması durumunda, bu işlemin 10,5 milyar dolar olması bekleniyor. Bu rakamlardan yola çıkarak hesaplandığından İran'ın 25 milyon ton petrol teslim etmesi gerekiyor.
Anlaşmanın ne kadar süreceği konusunda bilgi vermeyen Ryabkov, ticaret hacminin önemli olduğunu vurguladı.
Petrol karşılığında İran, pompa ve kompresör teçhizatları, gaz türbinleri, metal, boru, buğday, ahşap ve ahşap ürünleri, deri ve tekstil endüstrisi için makine ve teçhizat ürünleri bekliyor. İran petrolünün, bu ülkede Rusya tarafından kurulacak birkaç enerji santralinin karşılığında ödeme olabileceği yönünde geçen yıl bazı gayriresmi bilgiler paylaşılmıştı.
Ayrıca Rusya, İran'a S-300 hava savunma silahlarının satışını askıya alan 2010 yılındaki kararını kaldırdı. İran, S-300 sistemlerini teslim etmediği için Rusya'ya 4 milyar dolarlık dava açmıştı. S-300 hava savunma sistemlerinin teslimatıyla ilgili sorunun çözülmesiyle Moskova yönetimi, İran'ın bu davasını geri çekmesini bekliyor.
İran petrolü Rusya'ya petrol fiyatlarının kontrolünü güçlendirmeyi sağlayacak
Rusya Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü Ortadoğu Merkezi Uzmanı İrina Fyodorova, İran petrolünün bir kısmının kontrolünü elinde bulunduran Moskova yönetiminin, petrolün piyasaya sunulmasının yanı sıra, İran'a karşı uygulanan yaptırımların kaldırılmasının ardından İran petrolünün piyasaya çıkması durumunda meydana gelebilecek keskin fiyat düşüşünü önleyebileceğini bildirdi.
Fyodorova, "İran petrolünün herhangi bir kısmının kontrol altına alınması Rusya için önemlidir. Böylece Rusya, İran'a karşı uygulanan yaptırımların kaldırılması durumunda ülke çıkarlarıyla örtüşmeyen petrol fiyatı düşüşüne yol açacak İran petrolünün piyasaya büyük miktarlarda aktarılmasını önleyebilecek" dedi.
"Anlaşma İran ve Rusya ortaklığını gerçek strateji haline getiriyor"
İran uzmanı Karine Gevorgyan ise İran'ın silaha daha fazla ihtiyaç duyduğunu ve Rusya'nın, bu ülkenin savunmasını ciddi bir şekilde geliştirilmesine yardımcı olabileceğini söyledi.
Rusya silahlarına geçişin, İran'a yedek parça tedarikinin sağlanması anlamına geldiğini ve bunun iki ülkeyi uzun süre birbirine bağlayacağını anlatan Gevorgyan, şu görüşleri paylaştı:
"Ürüne karşı petrol anlaşması, İran ve Rusya ortaklığını gerçek strateji haline getiriyor.
Bölgedeki durum göz önünde alındığında, İran için askeri teknik teçhizatının güçlendirilmesi hayati önem taşıyor. Ayrıca, İran'ın hem sivil hem de askeri uçak filosu çok eski. Rusya'nın önünde, iki ülkeyi on yıllarca birleştirecek olan ciddi ve iyi fırsatlar var. İran ciddi kaynakları olan ve ödeme gücüne sahip bir ülke. Rusya'nın şu anda bulunduğu durum dikkate alınırsa İran pazarının açılması ülke için iyi bir zamanlama oldu."
"İran, ülkesine karşı uygulanan yaptırımların kaldırılması durumunda bu anlaşmadan vazgeçebilir"
Doğu Bilimleri Enstitüsü İran Merkezi Başkanı Nina Mamedova ise bu anlaşmanın gerçekleşmeme ihtimalinin olduğu görüşünde.
Anlaşma şartlarının, Ukrayna krizi ve ardından uygulanan yaptırımların iki yıl öncesinde oluştuğunu vurgulayan Mamedova, "Şartlar önemli ölçüde değişti. İran, ülkesine karşı uygulanan yaptırımların kaldırılması durumunda bu anlaşmadan vazgeçebilir. Çünkü İran'ın kendi petrolünü kendi satması daha karlı" diye konuştu.
İran'ın nükleer sorununun çözümünde önemli gelişmeler kaydedilmesine rağmen, halen nihai anlaşmadan çok uzakta olunduğunu ifade eden Mamedova, bu sorun nihai çözüme kavuşmadığı sürece "ürün karşılığı petrol" anlaşmasının uygulanabilir olduğunu vurguladı.