|
Türkiye yaş meyve, sebze üretimi ve ihracatında önemli yere sahip Antalya, örtü altı yetiştiriciliğinde de ülke genelinde yüzde 39,8'lik payla ilk sırada yer alıyor.
|
13.05.2014
313
|
İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü verilerinden yapılan derlemeye göre, Antalya'da 3 milyon 667 bin dekar tarım arazisinin 239 bin dekarında örtü altı tarım yapılıyor.
Türkiye'de 617 bin dekar örtü altı tarım alanı bulunuyor, buna göre örtü altı arazinin yüzde 39,8'i Antalya'da bulunuyor.
Kentte, örtü altı tarımda Aksu, Kepez, Kumluca, Serik, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa ilçeleri öne çıkarken, Korkuteli ve Elmalı'da ise yayla seraları yer alıyor.
Son 10 yılda yüzde 60 artış
Kentte örtü altı tarımda özellikle son 10 yılda ciddi artış sağlandı. 2002 yılında yaklaşık 150 bin dekar alanda örtü altı tarım yapılırken, bu miktar bugün 239 bin dekara ulaştı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Dallı, domates ve salatalık başta olmak üzere kentteki sebzenin yaklaşık yüzde 80'inin seralarda üretildiğini, Gazipaşa'da da örtü altında muz üretimi yapıldığını kaydetti.
Her ürünün veriminin farklı olduğunu söyleyen Dallı, "Bir dekarlık seradan 15 tondan 60 tona kadar domates elde edebilirsiniz. Verim, bakım koşulları ve sera yapısıyla ilgili" dedi.
Antalya'da örtü altı tarımında yaklaşık 75 bin işletme bulunduğunu ifade eden Dallı, ortalama dekar büyüklüğünün de işletme başına 3 dekar civarında olduğunu bildirdi.
Yüzde 85'i geleneksel sera
Örtü altı üretimde en temel sorunun sera yapısı olduğunu anlatan Dallı, şehirdeki seraların yüzde 85'inin modern olmadığına dikkati çekti.
Modern seralarda sera içi ortamının, sıcaklığın, nem değerinin, bitkinin istediği su ve gübre miktarının tamamen bilgisayar ortamında tespit edildiğini, hatta topraksız üretimin yapılabildiğini kaydeden Dallı, "İlimizdeki seraların yüzde 85'i geleneksel. Çünkü modern seraların maliyeti çok yüksek. Rantabl hale getirmek için büyük bir işletme olması gerekiyor. En az 30-35 dekarın üzerinde böyle bir yapı kurmalısınız ki size ekonomik olarak geri dönsün. Yani bizim çiftçinin yapabileceği iş değil" diye konuştu.
"Geleneksel seraların da avantajları var"
Dallı, "geleneksel yapı kötüdür" de denilemeyeceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Onun da kendine göre avantajları var. Bir kere kurması, sürdürülebilmesi, yenilenmesi daha kolay. Modern seraların ilk tesis maliyetleri çok yüksek. Ayrıca kentte gün ışığı dik indiği için cam seranın kendine has dezavantajları var. O sebeple plastik örtü altı yapan üreticilerin avantajlı olduğu noktalar da bulunuyor. Plastik seralar güneş ışığını dik indirmiyor, bu nedenle ürünün kalitesi olumsuz etkilenmiyor."