|
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Çalış: "Çiftçilerimiz, fasulyeden ayçiçeği ve mısıra yönelince, üretimde bir anda ciddi anlamda düşüş oldu.
|
8.01.2014
407
|
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Celil Çalış, dünya piyasasında kuru fasulyede yeterli arz bulunmadığı için fiyatların bir miktar daha artacağının beklendiğini vurgulayarak, "İthalat yapılarak ağustos, eylül ayına kadar mevcut fiyatları tutabilirsek, bu bir başarı olacaktır" dedi.
Türkiye'nin "hububat ambarı" Konya, hububatın dışında, şeker pancarı, patates ve kuru fasulye gibi ürünlerde de Türkiye'nin ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyor.
Arz sıkıntısı nedeniyle fiyatı 16 liraya kadar çıkan kuru fasulye üretiminin de yaklaşık yüzde 30'unu Konya karşılıyor. 2012 yılında Türkiye genelinde 200 bin ton kuru fasulye üretimi gerçekleştirilirken, aynı dönemde Konya'da 56 bin 582 ton kuru fasulye üretimi yapıldı.
Çalış yaptığı açıklamada, Türkiye'deki kuru fasulye üretiminin önemli bir bölümünün Konya'da gerçekleştiğini belirtti.
Önceki yıllarda kuru fasulye fiyatlarının 2 lira civarında seyrettiğini, bu nedenle çiftçilerin daha yüksek gelir elde edebilmek amacıyla ayçiçeği ve mısıra yöneldiğini ifade eden Çalış, şunları kaydetti:
"Çiftçilerimiz, fasulyeden ayçiçeği ve mısıra yönelince, üretimde bir anda ciddi anlamda düşüş oldu. Dünya fasulye üretiminde önemli yeri olan Çin ve Arjantin'de de üretim düştü. Dolayısıyla kuru fasulyede ciddi anlamda arz darlığı yaşandı. Dünya piyasasında kuru fasulyede yeterli arz bulunmadığı için fiyatların bir miktar daha artacağı beklenmekte. İthalat yapılarak ağustos, eylül ayına kadar mevcut fiyatları tutabilirsek bu bir başarı olacaktır."
"Biraz ithalatla bu spekülasyonu yenebiliriz"
Çalış, arz darlığına bağlı olarak fiyatların 15-16 lira seviyelerine çıktığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki yıl üretimdeki alan artışı sağlanırsa fiyatlar da normale dönecektir, ancak eylül ayına kadar bu sıkıntı devam edecektir. Gerekli tedbirler alınırsa, fiyatların daha da çıkabileceğini düşünmüyorum. Biraz ithalatla bu spekülasyonu yenebiliriz. 'Kuru fasulye hiç yok' olarak da düşünmemek lazım. Depolarda bir miktar kuru fasulye olduğunu tahmin diyoruz. Bundan sonra depoda bekletilenler de piyasaya çıkacaktır. Fiyat dalgalanmalarından tek çıkış yolu; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2010-2011 yıllarında gündeme getirdiği 'havza bazlı ürün destekleme modeli'nin bir an önce hayata geçirilmesidir. Bu model ile fiyat dalgalanmasının önüne geçilebilir. Bu sayede ihtiyacımıza göre fasulye üretilecek. Havza bazlı ürün destekleme modeli ile her üründe planlanan ölçüde üretim yapılır."
Son yaşanan fiyat artışlarının "Kendini fasulye gibi nimetten saymak" deyimini akla getirdiğini anlatan Çalış, "Buyurun; kuru fasulye nimetin gerçeği oldu. Et fiyatlarına yaklaştı. Gerçekte kuru fasulye aynı zamanda besleyicilik anlamında da önemli bir besin kaynağı. Türk kültüründe de önemli bir yemektir. Aynı şekilde tarımda da çok mükemmel bir münavebe bitkisidir" diye konuştu.
- "Memur yemeğiyken, zengin yemeği oldu"
Konya'da lokanta işleten Murat Güler de fasulye fiyatlarındaki artışın işlerini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kuru fasulyedeki fiyat artışlarını kendilerinin de menüde fiyatlara yansıtmak zorunda kaldıklarını dile getiren Güler, "Müşterilerimiz de zamlar karşısında tepkili. 'Kuru fasulye memur yemeğiyken şimdi zengin yemeği oldu' şeklinde tepkilerle karşılaşıyoruz. İşlerimiz azaldı, beklentimiz; fiyatların eskisine dönmesi" ifadelerini kullandı.