|
Astronotların beslenmesinde de kullanılan, yüksek protein değeri ile dünyanın dikkatini çeken kinoa bitkisi, Doğu Anadolu topraklarına uyum sağladı.
|
11.06.2015
599
|
Yüksek protein değeri nedeniyle astronotların beslenmesinde de kullanılmaya başlanan kinoa bitkisi, Anadolu'nun tuzlu topraklarında verimli oldu. Güney Amerika'daki And Dağları'ndan getirilerek Ağrı Dağı'nın etekleri olmak üzere pek çok alana ekilen kinoanın hasadı yapıldı.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tan, kinoa'nın son yıllarda yalnızca Türkiye'de değil dünyada popüler olduğunu belirtti.
Tan, bitkinin tohumunun buğdayın iki, pirincin ve mısırın da üç kat protein içerdiğini vurguladı. Tan, bitkinin tohumlarının sarma, dolma, pilav, yeşil salata, kısır, çorba, ekmek ve pastalarda kullanıldığını anlattı. Kinoa tohumlarının insan beslenmesi için gerekli tüm amino asitlerin tamamını bulundurduğunu aktaran Tan, proteininde gluten bulunmadığından çölyak hastaları için de önemli bir gıda maddesi olduğunu söyledi.
Tan, Atatürk ve Iğdır Üniversitesi ziraat fakültelerince TÜBİTAK'a sundukları projeyle kinoanın farklı çeşitlerini Doğu Anadolu 'nun farklı ekolojilerinde ot ve tohum yönünden incelemeye çalıştıklarını söyledi. Tan, özellikle Kolombiya, Peru, Venezuela ve Ekvador 'da yetişen 25 farklı kinoa çeşidinin Türkiye'de ekildiğini, bunlardan 23'ünden başarı sağlandığını belirtti. Tan, böylece ülkenin ve bölgenin yapısına uygun kinoa çeşitlerini belirlemeyi hedeflediklerini bildirdi.
Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Temel de bitkinin tuzlu toprakları sevdiğini, ilk ekiminin 29 Mart'ta yapıldığını kaydederek, şunları söyledi:
"Iğdır Türkiye'nin en kurak illerinden bir tanesi. Burada tuzlaşma kaçınılmaz. Bu kinoa bitkisi literatürlerde tuzlu toprakları seven bir bitki olarak geçiyor. Projenin başlangıcında bir ayağını Erzurum lokasyonunda bir ayağını da Iğdır'ın tuzlu topraklarında denedik. Bu bitkinin And Dağları'ndan Ağrı Dağı'nın eteklerindeki tuzlu topraklara, Aras Havzası'nın bu tuzlu topraklarında rahatça yetiştiğini gördük."