AKILLI HAYVANCILIK UYGULAMALARININ SIĞIRLARDA SÜT VERİMİ VE BAZI SAĞLIK PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİLERİ:
VODAFONE AKILLI KÖY ÖRNEĞİ
Prof. Dr. M. Kenan Türkyılmaz*
*: Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
ÖZET
Bu çalışmanın amacı coğrafi ve iklimsel niteliklerinin yanı sıra mevcut yetiştiricilik uygulalamaları açısından da Türkiye için bir model oluşturacağı düşünülen bir köyde başlatılan birtakım akıllı mera ve sağım uygulamalarının süt sığırlarının bazı verim ve sağlık parametreleri üzerine etkilerinin incelenmesidir. Bu amaçla köyde faaliyet gösteren 23 küçük ölçekli süt sığırcılık işletmesine ait 750 süt verim ve sağlık kaydı kullanılmıştır. Ayrıca model üzerine yapılan bilgilendirme toplantılarında elde edilen verilerden de yararlanılmıştır. Ortak sağım ünitesi 1 Mart 2018 tarihinden itibaren hizmete girerken, yetiştiricilerin ıslah edilen 226 da’lık merayı 1 Mayıs 2018’ten başlamak üzere kullanmalarına izin verilmiştir. Ortak süt sağımı yetiştiriciler tarafından başlangıçta çok benimsenmemiş olsa da, ileri dönemde pek çok yetiştiricinin sistemi kullandığı gözlemlenmiştir. Sistemi kullanan yetiştiricilerin Mart-Aralık 2018 döneminde ortak sağılan hayvan sayısı % 49,2 artarak 88 başa ulaşmış, üretilen toplam süt miktarı % 8,5’lik artışla aylık 8291,6 L’ye çıkmıştır. Bu dönemde hayvan başına süt veriminde %15,3’lük, gebe hayvan sayısında % 133,3’lük bir artışın olduğu görülmektedir. Söz konusu dönemde mastitis vakalarında önemli oranda düşüşlerin olduğu saptanmıştır. Döl ve süt verimindeki bu artışlara paralel olarak süt bileşiminin de zamanla iyileştiği tespit edilmiş, sütteki protein, yağ ve toplam kuru madde oranlarının yükseldiği kaydedilmiştir. Aynı dönemde mera kullanımı ve yönetiminde köy içi ve dışı kaynaklı baskılar nedeniyle hedeflere yeterince ulaşılamamış, mera kalitesi istenilen düzeye çıkarılamamıştır.
Sonuç olarak akıllı köy modelinin; ineklerin süt verimi ve kalitesini yükselttiği, meme ve genel sağlık durumlarını iyileştirdiği, döl verimini arttırdığı ve dolayısıyla yetiştiricinin karını arttırdığı görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Vodafone, akıllı köy, Tabit, kırsal yaşam
GİRİŞ
Bugün için kırsal kalkınmanın önündeki en önemli engelin geleneksel üretim modeli olduğu kabul edilmektedir. Bu yapının kırılması ve kırsal kalkınmanın başarılması ancak ileri teknolojilerin kırsal alana aktarılması yoluyla gerçekleştirilebilecektir. Teknoloji kullanımının yaygınlaşması ile sağlanan kırsal kalkınma genellikle beraberinde sosyo-ekonomik değişimleri de getirmektedir. Örneğin artan kişi başı milli gelir ve sağlanan bölgelerarası gelir dağılım dengesi ülkede sosyal barışa önemli katkılarda bulunacaktır. İşte bu noktadan hareketle günümüzde devletler gerek kendileri gerekse özel sektörü teşvik ederek kırsal kalkınma projelerine milyarlarca liralık yatırım yapmaktadır.
Vodafone Akıllı Köy kapsamındaki mera ve sağım uygulaması geleneksel hayvancılık yöntemleri ile ileri teknolojiyi bir araya getiren yeni bir yaşam modeli olarak planlanmış olup, temelde ileri hayvancılık teknolojilerini ve nesnelerin interneti (IoT) uygulamalarını kapsamaktadır. Akıllı Köy’de uzman firma TETA tarafından kurgulanan “bütünsel model” aynı zamanda Dünya’da bir ilk özelliği taşımaktadır. Tabit’in teknoloji entegratörlüğü ile en küçük ölçeğe sahip hayvancılık işletmeleri dahi ortak bir sağım ünitesi ve iyi eğitilmiş sağımcı yardımıyla daha hijyenik ve hayvan refahı yüksek bir sağım sistemine kavuşmaktadırlar. Islah edilmiş ortak mera bir taraftan hayvanların refahı için temel gereksinimleri karşılarken, diğer taraftan ileri teknoloji ekipmanlar yardımıyla hayvanların göstermiş oldukları hareketlilik durumuna göre gerektiğinde onları revire sevk edebilmektedir. Dünyada’da bir ilk olan bu bütünsel uygulama ile süt verimi ve hayvanların sağlık verileri bireysel olarak yetiştiricilerin cep telefonlarına aktarılabilmektedir.
Vodafone Akıllı Köy hayvansal üretimde verimi bilişim, iletişim ve IoT uygulamalarıyla arttırıp, aynı zamanda üreticilerin sosyo-ekonomik düzeylerini nitelikli bilgiyle yükseltmeyi hedefleyen bir sosyal sorumluluk projesidir. Ulusal ve uluslararası yaklaşık 30 firma Vodafone Akıllı Köy’de son teknoloji ürünlerine yer vermekte ve uzmanlıklarını paylaşıma açmaktadır. Vodafone Akıllı Köy ile birlikte büyük ölçekli işletmelerdeki teknoloji uygulamalarının küçük ölçekli aile tipi işletmelere uyarlanması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda büyük bir laboratuvar olan Vodafone Akıllı Köy’de yetiştiricilerin yaşamındaki tüm sosyal ve ekonomik değişim bilimsel ve görsel metotlarla kayıt altına alınmaktadır (WEB 2).
Süt sığırcılığı işletme içi bilgi akışının yoğun olduğu, diğer bir ifadeyle bireysel veri miktarının fazla olduğu bir hayvancılık dalıdır. Bu nedenle süt sığırcılığı faaliyetlerinde teknoloji birtakım sensörler yardımıyla hem insanların hayatını kolaylaştırmakta hem de hayvanların bireysel olarak izlenmesine yardımcı olmaktadır. Çeşitli özelliklere sahip sensörler ile elde edilen veriler genel olarak aşağıdaki noktalarda kullanılmaktadır (Steeneveld ve ark., 2015; Jukan ve ark., 2017).
a. Hayvanların performans değerlerinin izlenmesi (günlük süt verimi, süt bileşimi vs.)
b. Davranışsal tepkiler (hareketlilik, bazı sağlık parametreleri, kızgınlık tespiti vs.)
c. Sağım
d. İzleme ve güvenlik
Onlarca sensörden gelen veriler belirli bir anlam ifade etmeleri yönünde öncelikle tamamlayıcı ve/veya karşıtlık durumlarına göre analiz edilir. Kullanılabilir ve iletilebilir hale gelen veriler daha sonra insan etkisi olmaksızın birbirleriyle haberleşebilen cihazlardan oluşan IoT sistemine aktarılır. Bu sistemde 2018 yılı itibariyle dünya üzerinde yaklaşık 7-9 milyar cihazın belirli protokoller (RFID, Zigbee, 802.5.4, NFC, Kızılötesi, Bluetooth, ModBus, M-Bus, GPRS ve GSM, Bacnet, LPWAN vs.) üzerinden birbiriyle iletişim kurabildiği tahmin edilmektedir (Gökrem ve Bozuklu, 2016). Cihazlar ve sistemin kendisi ile ilgili bilgilerin de yine bu yazılımlar yardımıyla paylaşılabildiği sistemde süt sığırcılığı ile ilgili olarak aşağıdaki veriler internet veya mobil operatörler üzerinden karar alıcıların paylaşımına sunulmaktadır.
a. Günlük, haftalık veya aylık toplam süt üretimi
b. Hayvan başına ortalama süt verimi
c. Sağımhane verimlilik değerleri
d. Sağım ekipmanlarına ilişkin bakım ve arıza uyarıları
e. Meme sağlığına yönelik uyarı ve raporlar
f. Ayak hastalıklarına yönelik ön uyarılar
g. İdeal tohumlama zamanı bilgi ve hayvan listesinin hazırlanması
h. Tahmini buzağı doğum tarihleri ve listesinin hazırlanması
Meraya dayalı süt sığırcılığında karlılığın öncelikle iklim koşulları olmak üzere meradaki hayvan yoğunluğu, meranın yönetimi ve ilave yemlemeye bağlı olduğu bilinmektedir. Yapılan teknik ve ekonomik çalışmalar merada otlayan sığırların hazır ot ve karma yem ilavesi ile beslenenlerden daha ucuza ve daha etkin beslendiklerini göstermektedir (Dillon ve ark., 2008, Ramsbottom ve ark., 2015). Hanrahan ve ark. (2018) merada hektardan alınan ot miktarının 1000 kg artmasının hektar başına mera getirisini 173 € artırdığını hesaplamışlardır. McCarty ve ark. (2016)’nın İrlanda’da yaptıkları bir çalışmada mera için hayvan yoğunluğu ve otlatma süresinin çok önemli olduğu, hayvan yoğunluğunun 3,28 baş/ha olduğu mera bölümünde toplam ot üretiminin 2,51 baş/ha olan bölüme göre daha yüksek olduğu belirtilmektedir.
Meraya dayalı işletmelerin ilk yatırım ve gübre yönetimi gibi mali konularda diğerlerine göre günümüzde daha avantajlı hale geldikleri ortaya konulmaktadır. Florida’da yapılan bir çalışmada ahırda tutulan hayvanlardan elde edilen sütün merada otlayanlara göre % 19 daha fazla olduğu fakat maliyet faktörlerinden dolayı birim karlılığın eşit olduğu ifade edilmektedir (Fontaneli ve ark., 2005). White ve ark.(2002)’nın Kuzey Karoline’da yaptıkları benzer bir çalışma meraya dayalı süt sığırcılık işletmelerinin ahırda tutulanlara göre döl verimi açısından daha başarılı olduğunu göstermektedir. Wasburn ve ark. (2002) meraya dayalı yapılan süt sığırcılığında vücut kondüsyon skoru ve canlı ağırlığın düşük ve mastitis olgularının daha seyrek olduğunu belirtmektedirler.
Akıllı sağım teknolojisinde belirli bir düzeye gelinmiş olmakla birlikte, gerek işletme içi sorunlar gerekse yatırım maliyetlerinin istenilen noktalara çekilememesinden dolayı geleneksel merkezi sağım sistemlerinin hakimiyetinin devam ettiği görülmektedir. Steeneveld ve ark. (2015)’nın Hollanda’da 2008-2013 yıllarında kurulan robotik sağım sistemlerinin karlılığı üzerine yaptıkları çalışmaları sağım robotuna yatırım yapanların geleneksel merkezi sağım ünitesi ve sensör eklenmiş geleneksel merkezi sağım ünitesine yatırım yapanlara göre 100 kg sütte 2,55 € daha az kazanç elde ettiklerini ortaya çıkarmıştır. Yüksek amortisman giderleri nedeniyle ortaya çıkan bu tablo daha hassas ve ucuz sensör teknolojilerinin ortaya çıkmasıyla bir ölçüde düzelmiş olsa da, düşük rantabilite oranları süt sığırcılığına teknoloji yatırımı yapmak isteyen yatırımcıların kafasını karıştırmaya devam etmektedir. Tanımı gereği, herhangi bir alana teknolojinin dahil olması ile daha etkin ve verimli dolayısıyla daha düşük maliyetli üretim sağlanması beklenir. Fakat robotik sağımda bu başarıya ulaşılamadığı görülmektedir.
Aslında süt sığırcılığında teknolojinin ileri düzeyi, sensör teknolojileri ile yüksek güvenirlikte elde edilen veri ve bunun analizini tutarlılıkla sağlayan yazılımlardır. Bu anlamda sağım robotlarının yalnızca hidrolik kapı ve geçiş sistemleri eklemek dışında sektöre konvansiyonel sağımdan daha ileri bir teknoloji getiremediği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle, robotik sağım bu karmaşık sistemlerin beraberinde getirdiği kullanım güçlüğü, yüksek yatırım maliyeti ve yüksek üretim maliyetini henüz aşamamış görünmektedir.
Bu çalışmanın amacı coğrafi ve iklimsel özellikleri ile birlikte geleneksel süt sığırcılığının yapıldığı Türkiye için örnek oluşturacak bir köyde başlatılan birtakım akıllı mera ve sağım uygulamalarının mevcut süt sığırlarının verim ve birtakım sağlık parametreleri üzerine etkilerinin incelenmesidir.
MATERYAL VE METOT
Çalışmanın materyalini birtakım akıllı mera ve sağım uygulamalarının gerçekleştirildiği Aydın İli Koçarlı İlçesi Kasaplar Köyü’nde faaliyet gösteren 23 süt sığırcılık işletmesinde bulunan Holştayn ineklere ait 750 süt verim ve sağlık kaydı oluşturmuştur. Verilerin elde edilmesinde yüz yüze anket metodu kullanılmış olup, ayrıca yapılan bilgilendirme toplantılarında yetiştiricilerin modele ilişkin önemli gördüğü noktalar kaydedilmiştir.
Kasaplar Köyü coğrafi ve iklimsel özelliklerinin yanısıra sahip olduğu süt sığırcılık işletmelerinin geleneksel yapısı, bu işletmelerdeki hayvanların ırkı ve verim özellikleri, mera yapısı ile yem bitkileri ekim alışkanlıklarından dolayı akıllı hayvancılık uygulamalarında Türkiye için bir model olabileceği düşünüldüğü için seçilmiştir.
Köyün akıllı süt sığırcılığı için model haline getirilebilmesi amacıyla öncelikle yetiştiriciler ile çeşitli zamanlarda bilgilendirme toplantıları ve seminerler düzenlenmiş olup, kurulacak modelin getireceği kolaylıklar ve işletme karlılığına olumlu katkıları anlatılmaya çalışılmıştır. Modelin mimari planlaması Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin teknik desteğinde gerçekleştirilmiş olup, süt sığırcılığına yönelik mera planlaması, donanım yerleşimi ve sağımhane projelendirme işlemleri TETA Teknik Tarım firması tarafından yapılmıştır.
Bilişim ve iletişim çalışmaları: Akıllı uygulamaların altyapı (AR-GE) çalışmalarında ve modelin çalışır hale getirilmesinde aşağıdaki bileşenler rol almaktadır. Bunlar;
- Vodafone (altyapı ve mali destek)
- Çiftçi Kulübü
- 2434 Çiftçi Haber Paketi
- Çiftçi Eğitim Tırı
- Mobil Tarım Ekipleri
- Çiftçi İlan Servisi
- Çiftçi Klavuzu Uygulaması
- Tedarikçi İndirim Programı
- Tabider (Tarım Bilincini Geliştirme Derneği)
- Tabit AŞ
- Çiftçi Kulübü
- Kasaplar Köyü süt sığırı yetiştiricileri
- Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğü
- Modele teknik destek veren firmalardır.
Merada yapılan çalışmalar: Hayvanların yıl boyu kullanabilmesi için mevcut 226 da mera alanı tamamen yabani bitki ve otlardan arındırılmış, taşlar ve diğer atık maddeler toplanmıştır. Meranın bitki örtüsü çeşitli yem bitkileri ekimi ile zenginleştirilmeye çalışılmıştır. Meranın etrafı kontrol dışı hayvan girmesini önlemek amacıyla çitle çevrilmiştir. Mera aşırı otlatmaya maruz kalmaması için çitler yardımıyla dört eşit bölmeye ayrılmıştır. Kaçak otlatmanın önüne geçmek ve hayvanların güvenliğini sağlamak için meranın belirli noktalarına gece ve gündüz kayıt yapabilen kameralar takılmıştır.
Meranın kontrollü bir şekilde kullanılabilmesi için öncelikle bir mera komisyonu oluşturulmuştur. Belirli bir anda meranın hangi bölümünün kullanıma açılacağı ve meraya girecek hayvan sayısının belirlenmesi için mera girişine akıllı ayraç kapılar konumlandırılmıştır. Mevcut sistem ile meradaki hayvan sayısı ve kimlik bilgileri ortaya çıkarılabilmekte ve mera kullanma hakkının adil bir şekilde sürdürülmesi teorik olarak sağlanabilmektedir.
Hayvanların merayı kullanırken rahat etmeleri, yaz sıcaklarından korunmaları için meranın uygun yerine içerisinde 1 m çapında 3 serinletme fanı bulunan 50 hayvan kapasiteli bir sundurma yapılmıştır. Hayvanların su ihtiyaçları için meranın çeşitli yerlerine otomatik suluklar ve rahatlamaları için otomatik kaşınma fırçaları yerleştirilmiştir.
Merada otlayan hayvanların aktivitelerini gözlemlemek üzere meranın çeşitli yerlerine hayvanların pedometreleriyle bağlantılı olarak çalışabilen kablosuz algılayıcılar yerleştirilmiştir. Pedometreler hayvanın adım sayısından yola çıkarak hareketlilik durumunu analiz eder ve hayvanın kızgınlık ve sağlık durumunu izleyebilmektedir. Böylece cep telefonuna gelen kısa mesaj ile hem hayvan sahibi hem de sorumlu Veteriner Hekim meradaki hayvanın kızgınlık, topallık vs. gibi sorunları ile ilgili bilgi sahibi olabilmektedir.
Sağım Ünitesi çalışmaları: Geleneksel sağım modelinden modern sağıma geçiş için mera çıkışına yakın ve köydeki diğer süt ineklerinin de kolayca ulaşabileceği bir yere kendi alanında deneyimli ve yerli sağım teknolojileri geliştiren TETA Lakto tarafından tam otomatik bir sağım ünitesi kurulmuştur. Sağım ünitesinin yer seçiminde ayrıca hayvanların gidiş-dönüşlerinde köy içi araç ve insan hareketlerine olumsuz etkisi olmaması için çaba harcanmıştır. Ortak sağım sisteminin yetiştiriciler tarafından benimsenmesinde yaşanabilecek aksaklıklar göz önünde bulundurularak sisteme 500 ve 3000 L’lik iki farklı hacimde süt tankı yerleştirilmiştir. Sağım personeli öncelikle sistemi kuran uzman kurumun örnek işletmesinde bir eğitimden geçmiş, daha sonra Tabit Akıllı Köy’de eğitimine devam ettirilmiştir. Personel bu süreçte protokollere uygun olarak sağım yapmayı öğrenmiş ve bizzat uygulamıştır. Sistem bütünsel özelliğinden dolayı kendi performansını da ölçebildiği için personelin sağım protokollerine uyup uymadığı sistem üzerinden kontrol edilebilmektedir. Sağım personeli tüm hayvan ve sahiplerini her gün gördüğü için hayvanlarda oluşabilecek hastalıkları da ilk elden görme ve sahiplerinden öğrenme şansı bulunmaktadır. Sağım personeline uygulamanın devamında da düzenli aralıklar ile hizmet içi eğitimler verilmiştir.
Tabit tarafından kurgulanan bütünsel sağım sistemi dört temel faktör üzerine kuruludur (Şekil 1). Bunlar;
- Kaliteli sağım,
- Yüksek tutarlılıkta ve güvenirlikte veri,
- İyi eğitimli sağımcı tarafından yapılan sağım işlemi ve
- Doğru bilgi yayımıdır.
Şekil 1. Bütünsel sağım sisteminde başarı
Sağım sistemini desteklemek üzere hayvanların stresini azaltan serinletme ve kaşınma cihazı gibi hayvan refahını artırıcı ekipmanlar kullanılmıştır.
Sağım ünitesi içerisindeki her hayvanın kimliği % 100 kesinlikte tanımlanmakta ve hayvanların sağım bölmesine girerken ortaya çıkan hatalı kimlik sorunu pedometreler ile giderilmektedir. Sağım sistemi ineğin meme yapı ve doğasına uygun patentli sağım başlıkları ve sürekli ve tutarlı bir sağım ritmi sağlayan yine patentli elektronik pulsatörler ile donatılmış olup, ISO standartlarının üzerinde bir performans göstermektedir. Yüksek verimli süt inekleri düşünülerek imal edilen sağım başlıkları yüksek akış kapasitesine sahip, meme ucu vakum dalgalanması düşük ve kolay temizlenebilen bir yapıdadır. Başlık, sağımı sağım işleminin doğasını taklit ederek meme başını yukarıdan aşağıya doğru sıvazlayarak gerçekleştirmektedir. Başlıkların devamında yer alan süt ölçerler ICAR onaylı olup, sütün en kesin şekilde ölçülmesini garanti ederler. Süt ölçerler aynı zamanda her hayvanın süt örneğinden meme sağlığına yönelik teşhis yapabilmektedir. Sağım başlıkları sağımcının rahat etmesi için ele kolay yerleşecek şekilde en kaliteli kauçuktan ergonomik olarak tasarlanmıştır. Diğer taraftan, sağım başlıklarının endüstriyel şartlara dayanıklı, düşük bakım maliyetli ve bol yedek parça garantisine sahip olması amaçlanmıştır. Tüm sağım sistemi sütün bir insan gıdası olması gerçeğinden yola çıkılarak düzenlenmiştir.
Sağım ünitesi merada olduğu gibi kablosuz ağa ve internete açık olup, sağılan her hayvanın kimlik bilgileri, süt verim kayıtları, varsa gebelik ve mastitis durumu hayvan sahibine anlık olarak kısa mesaj yoluyla gönderilmekte ve kayıtları ana bilgisayarda tutulmaktadır. Elde edilen veriler aylık dökümler halinde hayvan yetiştiricisine sunulmakta ve böylece hayvanların olası beslenme ve diğer hastalıklarının zaman kaybedilmeden önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
Çalışmada kullanılan tüm veriler kurulan akıllı sistemler ve yüz yüze gerçekleştirilen anketler üzerinden derlenmiştir. Elde edilen tanımlayıcı istatistiksel veriler tablo ve şekiller yardımıyla verilmeye çalışılmıştır.
BULGULAR
Akıllı mera bulguları: Hayvanlarının sisteme kayıtlı olup olmamasına bakılmaksızın 01 Mart 2018 tarihinde tüm yetiştiriciler merayı kullanıma davet edilmiştir. Meranın kullanıma açılmasını takiben köydeki tüm hayvan sahiplerinin meraya ilgi gösterdikleri tespit edilmiştir. Öyle ki, düzenli otlatma için oluşturulan bölmeler arası çitler kısa süre içerisinde parçalanmış, yapılan tüm uyarılara karşın mera komisyonunun kararları dikkate alınmamıştır. Aşırı otlatma nedeniyle meranın kısa süre içerisinde bozulmaya başladığı, birim alana gereğinden fazla hayvan sokulduğu görülmüştür. Bununla birlikte, hayvanların mera alanına yerleştirilen fırça ve sulukları hemen kullanmaya başladıkları gözlemlenmiştir. İlerleyen aylarda havaların ısınmasıyla birlikte, hayvanların günün sıcak saatlerinde sundurma altında toplandıkları ve yerleştirilen fanlardan yararlandıkları fark edilmiştir. Fakat geçen zaman içerisinde meranın aynı zamanda bir kamu malı olmasından kaynaklanan tahsis özelliği nedeniyle aşırı otlatma sorunu çözülemediği için daha önceden planlanan bölmelerin kullanımı başarılamamış, planlanan hedeflere tam olarak varılamamıştır.
Sağım Ünitesi bulguları: Modelin tanıtımı aşamasında yapılan anket çalışması işletmelerde sağım işinin neredeyse tamamının kadınlar tarafından yapıldığını ortaya koymuştur. Yüz yüze görüşmeler sırasında bazı ev hanımlarının sağım yapmaktan sıkıldıkları ve yorgun düştükleri için eşleriyle sık sık tartıştıkları ve böylece işletmeye yeni hayvan alımını bir şekilde engellemiş oldukları tespit edilmiştir. İşletmelerin tamamında sağımın elle veya mobil sağım üniteleriyle yapıldığı saptanmıştır. Sağım öncesi ve sonrasında sağım hijyeni anlamında herhangi bir uygulamanın yapılmadığı tespit edilmiştir. Üretilen sütün hane içi kullanım ve komşulara satıştan kalan bölümünün süt toplayıcısına verildiği gözlemlenmiştir. İşletmelerin tamamında sütün satış öncesi soğutulmadığı anlaşılmıştır.
Sisteme kayıtlı olan yetiştiriciler merayı kullanmalarına bakılmaksızın sağım ünitesine davet edilmiştir. Bununla birlikte, sistemin faaliyete geçtiği 1 Mart 2018 ve sonrasında yetiştiricilerin çeşitli çekinceler ile sağım ünitesini kullanmak istemedikleri gözlemlenmiştir. Bunun üzerine yetiştiricilerle yapılan toplantıda;
-
Yetiştiricilerin sütü kendilerinin satmak istedikleri,
-
Hayvanları üniteye getirecek kişi bulamadıkları,
-
Süt toplayıcısına borçları olduğu,
-
Süt toplayısıcının kesif yem tedariki yaptığı ve
-
Hastalık riski nedeniyle
sağım sistemine sıcak bakmadıkları ortaya çıkmıştır. Fakat, kısa süre sonra kayıtlı yetiştiricilerden birisinin hanımının hasta olması ve sağım ünitesini kullanmaya mecbur kalması diğer yetiştiricilerin de sistemi kullanmasına yardımcı olmuştur. Sistemden elde edilen süt verimi, kızgınlık zamanı ve sağlık durumu ile ilgili veriler ve alarm durumları her sağım sonrasında yetiştiricilere kısa mesaj şeklinde gönderilmektedir. Sistemin veri tutarlılığı ve benzersiz “yanlış alarm” eleme özelliği kısa sürede yetiştiricilerin güvenini kazanmasında yardımcı olmuştur.
Uygulama döneminde bu öngörüyü doğrular nitelikte olmak üzere önce küçük hacimli süt tankı daha sonra da büyük hacimli olanı devreye sokulmuştur. Aydın Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin desteği ile süt alımı yapan toplayıcı firma başlangıçta toplanan süt miktarı az olmasına rağmen süt alımlarını aksatmadan sürdürmüş, modele verdiği destek ile yetiştiricilerin güvenini kazanmıştır. Uygulamanın başlamasıyla birlikte yetiştiricilerden bazılarının kendi hayvanlarının sütlerinin bir bölümünü ev kullanımı ve komşulara satmak üzere talep ettikleri ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine sağım sisteminde donanımsal bir düzenlemeye gidilerek yetiştiricilerin bu talepleri karşılanmıştır.
Sağım sistemi ile elde edilen süt üretim verileri günlük kısa mesajların yanı sıra aylık olarak ta yetiştiricilere ulaştırılmaktadır. Böylece ilgili ayın toplam süt üretimi ve hayvan başına süt verim değerleri yetiştiricinin onayına sunulmuş olmakta ve sorunlar zamanında çözülmeye çalışılmaktadır.
Sağım sistemi ile elde edilen süt miktarı toplam 1000 L’ye ulaşana kadar geçen sürede kullanılan elektrik ve sarf malzemesi gideri (dezenfektan, kağıt havlu vs.) ile sağım personelinin ücreti model kapsamında karşılanmıştır. İleriye dönük olarak toplam süt miktarının 1000 L’yi aşması halinde köyde bir “Süt Toplama Kooperatifi” kurulması planlanmaktadır. Aylara göre sağım ünitesini kullanma durumu Tablo.1’de verilmiştir.
Tablo.1 Aylara göre sağım ünitesi kullanma durumu
Aylar
|
Top. Hay. Say.
|
Endeks
|
Kullanan
|
Endeks
|
Kullanmayan
|
Endeks
|
Mart
|
104
|
100,0
|
59
|
100,0
|
45
|
100,0
|
Nisan
|
106
|
101,9
|
61
|
103,4
|
45
|
100,0
|
Mayıs
|
107
|
102,9
|
62
|
105,1
|
45
|
100,0
|
Haziran
|
120
|
115,4
|
75
|
127,1
|
45
|
100,0
|
Temmuz
|
133
|
127,9
|
74
|
125,4
|
59
|
131,1
|
Ağustos
|
137
|
131,7
|
78
|
132,2
|
59
|
131,1
|
Eylül
|
143
|
137,5
|
84
|
142,4
|
59
|
131,1
|
Ekim
|
143
|
137,5
|
84
|
142,4
|
59
|
131,1
|
Kasım
|
144
|
148,5
|
85
|
144,1
|
59
|
131,1
|
Aralık
|
147
|
141,4
|
88
|
149,2
|
59
|
131,1
|
Tablo 1’de projenin başladığı 01 Mart 2018 tarihinde 104 olan kayıtlı toplam hayvan sayısının Aralık ayında % 47’lik bir artışla 147 başa ulaştığı görülmektedir. Akıllı mera ve sağım sistemlerine kayıtlı bu hayvanlardan 59’unun (% 56,7) ilk ay (Mart) itibariyle akıllı sağım sistemini kullandığı, 45’inin yukarıda verilen nedenlerden dolayı kullanmadığı belirlenmiştir. Akıllı sağım uygulamasını kullanan ve kullanmayan hayvan sayılarının aylara göre durumu incelendiğinde; Aralık ayında Mart ayına göre sistemi kullananların % 49,2, kullanmayanların ise % 31,1 oranında arttığı görülmektedir.
Diğer taraftan, sağım sisteminin kalitesi ve etkinliği kullanıldığı aylar içerisinde kendisini göstermiş ve hayvanlardaki mastitis vakalarında gözle görülür bir azalma kaydedilmiştir. Benzer şekilde kızgınlıkların zamanında teşhisi ile hayvanlarda döl verimi önemli oranda yükselmiştir. Sağım ünitesini kullanan, diğer bir ifadeyle kayıtlı hayvan sayısı, bunların içerisinden sağılanlar ve gebe olarak tespit edilen hayvanların sayıları Şekil 2’de gösterilmektedir.
Şekil.2 Sağım ünitesini kullanan, sağılan ve gebe hayvan sayıları
Şekil 2’de görüldüğü üzere sisteme giren hayvan sayısında sürekli bir artış olmasına karşın, sağılan hayvan sayısında kuruya ayrılanlardan dolayı Ağustos ayında önemli bir düşme olduğu fark edilmektedir. Bununla birlikte, incelenen dönem içerisinde gerek sağılan hayvan sayısı gerekse gebe hayvan sayısının sistemi kullanan hayvan sayısına göre nispeten daha durağan bir seyir içinde olduğu gözlenmektedir.
Sistemin sağımhanesini kullanan hayvanlara ait aylık toplam süt üretimleri, süt verimleri ile gebe hayvan sayıları Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo.2 Sistemi kullanan hayvanlara ait toplam ve ortalama süt verimleri ile gebe hayvan sayıları
Aylar
|
Gebe inek sayısı (baş)
|
End.
|
Sağılan Hay. Say. (baş)
|
End.
|
Toplam süt verimi (kg)
|
End.
|
Ortalama süt verimi (kg/baş)
|
End.
|
Mart
|
3
|
100,0
|
31
|
100,0
|
7641,9
|
100,0
|
12,1
|
100,0
|
Nisan
|
1
|
33,3
|
45
|
145,2
|
5865,8
|
76,6
|
12,6
|
103,8
|
Mayıs
|
1
|
33,3
|
46
|
148,4
|
5925,5
|
77,5
|
11,1
|
91,8
|
Haziran
|
8
|
266,7
|
41
|
132,3
|
7966,6
|
104,2
|
12,2
|
100,5
|
Temmuz
|
7
|
233,3
|
45
|
145,2
|
6104,6
|
79,9
|
12,5
|
103,6
|
Ağustos
|
11
|
366,7
|
38
|
122,6
|
9533,7
|
124,8
|
16,2
|
133,8
|
Eylül
|
8
|
266,7
|
47
|
151,6
|
5666,4
|
74,1
|
12,3
|
101,9
|
Ekim
|
9
|
300,0
|
48
|
154,8
|
7045,0
|
92,2
|
13,8
|
113,7
|
Kasım
|
7
|
233,3
|
43
|
138,7
|
7587,7
|
99,3
|
14,3
|
118,2
|
Aralık
|
7
|
233,3
|
43
|
138,7
|
8291,6
|
108,5
|
14,0
|
115,3
|
End.: Endeks
Tablo 2 incelendiğinde, sağım sistemini kullanan hayvanların dönem içinde gebelik oranlarının yükseldiği, Mart ayında 3 olan gebe inek sayısının Ağustos’ta 11’e çıktığı ve Aralık ayı itibariyle 7 olduğu görülmektedir. Bu durum sağımları sistem tarafından takibi yapılan hayvanların gebelik oranlarının yaklaşık 2,5 kat arttığını göstermektedir. Tabloda Mart-Aralık döneminde sağılan hayvan sayısının % 38,7 artışla 31’den 43’e çıktığı izlenirken, toplam süt veriminin de 7641,9’dan % 8,5’lik bir artışla 8291,6 kg’a ulaştığı görülmektedir. Bu dönemde hayvanların ortalama süt verimlerinin % 14’lük bir artışla Aralık ayı itibariyle 14 kg’a yükseldiği anlaşılmaktadır.
Toplam süt üretimi, sağılan hayvan sayısı ve bu hayvanların süt verim durumları Şekil 3’te gösterilmektedir.
Şekil.3 Toplam süt verimi, sağılan hayvan sayısı ve süt verimi endeks değerleri
İlgili endekslerin dönem içerisindeki seyrini yansıtan şekilde Nisan ve Eylül aylarında ortak sağım sistemine yeni hayvan girişlerinin olduğu izlenmektedir. Mayıs Ayı’nda meranın açılmasıyla bol kaba yeme kavuşan ineklerin süt verimlerini hızla yükselttikleri fakat meranın aşırı otlatma ve yaz sıcaklarının etkisiyle özelliğini yitirmesi neticesinde bu etkinin sonraki aylarda sınırlı kaldığı gözlenmektedir. Meradan kaynaklı süt verimindeki bu azalmanın fark edilmesiyle birlikte Temmuz Ayı içerisinde hayvanlara karma yem takviyesi yapılmış, Ağustos Ayı’nda bu yemlemenin etkileri ortaya çıkmıştır. Öyle ki, gebelik nedeniyle kuruya ayrılan hayvanlardan dolayı sağılan inek sayısının en düşük olduğu Ağustos ayında süt üretimi ve süt veriminin önemli oranda arttığı görülmektedir.
Proje döneminde süt verimindeki artışa paralel olarak süt kalitesinde de önemli iyileşmelerin olduğu görülmektedir. Tanktan alına süt örneklerinin analiz sonuçları aylık olarak Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo.3 Tank sütü analiz sonuçları
Tarih
|
Yağ (%)
|
YKM (%)
|
Protein (%)
|
Ph
|
Mart
|
3,69
|
8,68
|
3,14
|
6,72
|
Nisan
|
3,70
|
8,65
|
3,14
|
6,74
|
Mayıs
|
3,60
|
8,63
|
3,14
|
6,73
|
Haziran
|
3,44
|
8,59
|
3,14
|
6,75
|
Temmuz
|
3,45
|
8,58
|
3,10
|
6,76
|
Ağustos
|
3,54
|
8,50
|
3,10
|
6,74
|
Eylül
|
3,66
|
8,62
|
3,19
|
6,72
|
Ekim
|
3,77
|
8,58
|
3,22
|
6,68
|
Kasım
|
3,85
|
8,64
|
3,24
|
6,70
|
Aralık
|
3,85
|
8,65
|
3,24
|
6,70
|
Ortalama
|
3,62
|
8,60
|
3,15
|
6,73
|
YKM: Yağsız kuru madde
Tablo incelendiğinde, Mart-Aralık döneminde süt yağının 3,69’dan 3,85’e, toplam proteinin 3,14’ten 3,24’e yükseldiği görülmektedir. Bu değerlerin inek sütünün normal yağ ve protein değerleri (sırasıyla 2,5-5,5 ve 2,3-4,4) ile uyumlu olduğu görülmektedir. Ph’nın ortalama 6,73 civarında seyrettiği dönemde yağsız kuru madde yüzdesinin 8,68 ile 8,65 arasında değiştiği saptanmıştır.
Sonuç olarak akıllı köy modelin getirilerini özetlemek gerkirse; yapılan çalışmalar sonucunda ineklerin süt verimi ve kalitesinin yükseldiği, meme ve genel sağlık durumlarının iyileştiği, döl veriminin arttığı ve sonuçta yetiştiricinin karının arttığı görülmüştür (Şekil 4).
Şekil.4 Süt sığırcılığında bol kazancın yolu
TARTIŞMA
İşletmelerde maliyeti düşürmenin önemli bir yolu üretim teknolojisini geliştirmekten geçmektedir. İşletmelerde yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması büyük oranda üreticilerin bu yenilikleri benimseme durumlarına bağlıdır (Karaömerlioğlu, 1998). Herhangi bir yeniliğin benimsenme düzeyi bu yenilikle ilgili bilginin yayılma şekli, hızı ve yayılma genişliği ile yeniliğe yön verebilecek dış faktörlerin etkisine bağlıdır. Yapılan çalışmalar herhangi bir yeniliğin yayılma hızının iletişim olanaklarıyla doğru orantılı olarak arttığını göstermektedir (Weir ve Knight, 2001). Öte yandan, yeniliğin olumlu ekonomik etkilerinin toplum tarafından hızla algılandığı ve benimsendiği bilinmektedir. Türkyılmaz ve ark.,(2001) Aydın’da yapmış oldukları çalışmada büyük ölçekli işletmelerde yeniliklerin yüksek düzeyde benimsenme oranının % 50, buna karşın orta ve küçük ölçekli işletmelerde bu oranların sırasıyla % 55,3 ve 19,7 olduğu ifade edilmektedir. Eğitim durumunun yeniliklerin benimsenmesinde önemli bir etkisi olduğunu vurgulayan yazarlar ilkokul mezunu işletme sahipleri ve/veya yöneticilerinin yenilikleri ancak % 12 düzeyinde benimsediklerini ortaya koymuşlardır. Yetiştiricilerin özellikle rasyon yapımındaki yenilikleri benimsemede oldukça isteksiz olduklarının belirtildiği çalışmada rasyonun % 63 oranında işletme içerisinde hazırlandığı bildirilmektedir. Yapılan çalışmada da yukarıdaki kaynak bildirişlere uyumlu sonuçların elde edildiği görülmektedir.
Bu projenin getirdiği en önemli iki yenilik mera ıslahı ve ortak sağım sistemidir. Bunlardan ortak sağım ünitesinin kurulduğu Mart Ayı’nda ilk başta hiç bir yetiştiricinin sistemi kullanmaya istekli olmadığı, fakat sonrasında Aralık Ayı itibariyle köydeki toplam hayvanların % 59,8’inin sistemi kullandığı tespit edilmiştir. Ortak sağım sisteminin ilk başta benimsenmemesinin en önemli gerekçeleri; yetiştiricilerin kendi sütlerinin bir bölümünü ev kullanımı ve/veya satmak almak istemesi, hayvanları sağım yerine götürmenin zor gelmesi, hayvanların hasta olur endişesi ve süt toplayıcıları ile olan ekonomik ilişkiler olarak sıralanabilir.
Mera kullanımında ise farklı bir durum ortaya çıkmış, mera açılışından itibaren yoğun bir ilgiye maruz kalmıştır. Mera kullanımı ile ilgili kurallara uyulmaması yetiştiricilerin mevcut kaynaktan bir an önce yararlanma hırsına ve getirilen kurallara itibar etmemelerine bağlanabilir. Diğer taraftan, yetiştiricilerin geleneksel mera kullanım deneyimine sahip olmaları da bu duruma düşülmesinde rol almış olabilir. Stypinsky (2011)’nin Polanya’da yaptığı bir çalışma ülkenin mera alanlarının her geçen yıl azalmasına karşın, hayvan yetiştiricilerinin mera kullanımı ve yönetimine gereken ilgi ve duyarlığı göstermediklerini ortaya çıkarmıştır. Bu anlamda mera yönetimiyle ilgili olarak bilgilendirme çalışmalarının daha kapsamlı yapılması ve meranın fiziksel ve kanuni olarak daha sıkı korunmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Günümüzde hayvan refahı yüksek, meraya dayalı sürdürülebilir hayvancılık uygulamalarına verilen önem artış gösterse de, gerek Avrupa Birliği ülkeleri gerekse Türkiye’de entansif süt sığırcılığı işletmelerinin tamamına yakınının ahır içi üretimde bulundukları bilinmektedir. Üretim maliyetleri üzerine yoğun baskı yapan bu entansif üretim modeli özellikle son dönemdeki akaryakıt girdi maliyetleri nedeniyle sorgulanmaya başlanmıştır. Bu duruma getirilebilecek en basit ve kesin çözümün meraların eskisi gibi etkin bir şekilde kullanıma açılması olduğu düşünülmektedir. Mera kullanımının artmasıyla birlikte birim süt maliyeti düşerken, aynı zamanda süt kalitesinde de iyileşme olacağı tahmin edilmektedir. Malooney ve ark.,(2008)’nın yaptığı bir çalışma zengin bitki örtüsüne sahip merada otlayan hayvanların et ve sütlerinin ahırda beslenenlere göre daha fazla yağ asidi ve antioksidan içerdiği ve daha aromatik olduğunu göstermiştir. Meraya dayalı olarak üretilen et ve süt insanlar tarafından tad, koku ve aroma olarak endüstriyel olanlardan kolayca ayırt edilemese de, sağlıklı olduğu düşünülen bu ürünlere olan talep her geçen gün artmaktadır (Malooney ve ark., 2008).
Vodafone Akıllı Köy Modeli kapsamında ortak sağım sistemi ve daha sonra açılan meranın etkisiyle süt verimi ve sütteki yağ ve protein miktarlarının arttığı görülmektedir. Bu konuda Polonya’da yapılan bir çalışmada iyi kalitede bitki örtüsüne sahip meralarda otlayan sığırların sütlerinin daha sağlıklı ve verimlerinin daha yüksek olduğu vurgulanmaktadır (Stypinsky, 2011). Yurtdışında yapılan bir başka çalışmada insan sağlığı açısından önemli olan doymamış yağ asitlerinden (özellikle konjuge linoleik asit, CLA) zengin sığır eti ve sütü üretimi için meraya dayalı sığır yetiştiriciliğinin özendirilmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Bu bilimsel gerçekten hareketle, Hollanda meraya dayalı hayvancılık yapan küçük ölçekli kooperatif işletmelere özel süt primi uygulamasına başlamıştır (Elgersma ve ark., 2006).
Tanktan alınan süt öneklerinin düzenli olarak yapılan analizlerinde yağ, toplam kuru madde, protein ve pH düzeylerinin endüstri ve insan sağlığı açısından normal sınırlar içerisinde olduğu görülmektedir. Çalışma kapsamında sütün bileşimi üzerine ileri analizler yapılmadığı için kesin bir şey söylenememekle birlikte, meranın bitki örtüsü zenginliği dikkate alındığında; bu merada otlayan sığırların sütlerinin de diğer bileşenler açısından benzer bir yapıda olacağı düşünülmektedir.
Meraya dayalı yetiştiriciliğin genel ve meme sağlığının yanı sıra hayvanların psikolojik ve davranışsal durumlarına da yararlı olduğu bilinen bir gerçektir. Merada otlayan sığırlarda boynuz ve tırnak yaralanmaları, topallık, metritis ve ölüm oranlarının ahırda tutulanlara göre daha düşük olduğu bildirilmektedir (Arnott ve ark., 2017). Sığırlar merada daha özgür olduğu, istediği zaman yediği ve dinlendiği için daha uysal bir yapı sergilemektedir. Merada hayvanların daha fazla sosyalleştikleri ve özellikle gece olduğunda meraya ilginin arttığı ifade edilmektedir.
Merada yetiştirilen veya meraya çıkarılan sığırlarda mastitis görülme olasılığı entansif yetiştirilenlere göre daha düşük olsa da çevresel faktörlerin etkileriyle hayvanlar merada klinik mastitise yakalanabilir. Bu projede ilk aylarda görülen mastitis vakalarının insidensinin zamanla azaldığı izleyen aylarda tamamen önlendiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte, mera enfeksiyon tarama çalışmalarında merada enfeksiyon kaynağı olarak karşımıza en sık S. aureus, S. agalactiae, Str. dysgalactiae, Str. uberis ve E. coli ‘nin çıktığı bildirilmektedir (Motaung ve ark., 2017). Özellikle entansif işletmelerin meraya gübre boşaltma alışkanlığının yoğun olduğu birçok Afrika ülkesinde meranın çeşitli mikroorganizmalar ile enfekte olduğu ortaya çıkmıştır. Petrovski ve ark. (2009)’nın 2005-2006 yıllarında Yeni Zelanda’da merada yetiştirilen Holştayn sığırlar üzerinde yaptıkları çalışma klinik mastitis olgularının % 23,7’sinin S. aureus, % 23,3’ünün Str. uberis kaynaklı olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak şunu ifade etmek gerekir ki; Vodafone Akıllı Köy modelinin ineklerin süt verimi ve kalitesini yükselttiği, meme ve genel sağlık durumlarını iyileştirdiği, döl verimini arttırdığı ve dolayısıyla yetiştiricinin karını arttırdığı görülmüştür.
KAYNAKLAR
Arnott G, Ferris CP, O’Connell NE (2017): Review: Welfare of Dairy Cows in Continuously Housed and Pasture-based Production Systems. Animal, 11(2): 261-273.
Dillon P, Hennessy T, Shalloo L, Thorne F, Horan B (2008): Future Outlook for the Irish Dairy Industry: A Study of International Competitiveness, Influence of International Trade Reform and Requirement for Change. Int J Dairy Technol, 61: 16-29.
Elgersma A, Wever AC, Nalecz-Tarwacka T (2006): Grazing Versus Indoor Feeding: Effect on Milk Quality. Grassland Sci in Eur, 11: 419–427.
Fontaneli RS, Sollenberger LE, Littell RC, Staples CR (2005): Performance of Lactating Dairy Cows Managed on Pasture-based or in Freestall Barn-feeding Systems. J Dairy Sci, 88(3): 1264-1276.
Gökrem L, Bozuklu M (2016): Nesnelerin İnterneti: Yapılan Çalışmalar ve Ülkemizdeki Mevcut Durum. Gaziosmanpaşa Bil Araş Derg, 13: 47-68.
Hanrahan L, McHugh N, Hennessy T, Moran B, Kearney R, Wallace M, Shalloo L (2018): Factors Associated with Profitability in Pasture-based Systems of Milk Production. J Dairy Sci,101(6): 5474-5485.
Jukan A, Masip-Bruin X, Amla N (2017): Smart Computing and Sensing Technologies for Animal Welfare: A Systematic Review. ACM Comput Surv 50(1): 101-107.
Karaömerlioğlu DÇ (1998): Yeni Teknolojilerin Kimya Sanayindeki Ölçeklere ve Ölçek Ekonomilerine Etkisi. ODTÜ Geliş Derg, 25: 379-405.
Landau SY, Dvash L, Yehuda Y, Muklada H, Peleg G, Henkin Z, Voet H, Ungar ED (2018): Impact of Animal Density on Cattle Nutrition in Dry Mediterranean Rangelands: A Faecal Near-IR Spectroscopy-aided Study. Animal, 12(2): 265–274.
Lean I, Westwood C, Playford M (2008): Livestock Disease Threats Associated with Intensification of Pastoral Dairy Farming. New Zealand J, 56(6): 261-269.
Moloney AP, Fievez V, Martin B, Nute GR, Richardson RL (2008): Botanically Diverse Forage–based Rations for Cattle: Implication for Product Composition, Product Quality and Consumer Health. Grassland Sci in Eur, 13: 361–374.
Mc Carthy B, Delaby L, Pierce KM, McCarthy J, Fleming C, Brennan A, Horan B (2016): The multi-year Cumulative Effects of Alternative Stocking Rate and Grazing Management Practices on Pasture Productivity and Utilization Efficiency. J Dairy Sci, 99(5): 3784-3797.
Miller JJ, Chanasyk DS, Curtis T, Willms WD (2010): Influence of Streambank Fencing on The Environmental Quality of Cattle-excluded Pastures. J Environ Qual, 39(3): 991-1000.
Motaung TE, Petrovski KR, Petzer IM, Thekisoe O, Tsilo TJ (2017): Importance of Bovine Mastitis in Africa. Animal Health Res Rev 18: 58–69.
Petrovski KR, Heuer C, Parkinson TJ, Williamson NB (2009): The Incidence and Aetiology of Clinical Bovine Mastitis on 14 Farms in Northland, New Zealand. The New Zealand Vet Jour 57: 109–115.
Ramsbottom G, Horan B, Berry DP, Roche JR (2015): Factors Associated with the Financial Performance of Spring-calving, Pasture-based Dairy Farms. J Dairy Sci, 98(5): 3526-3540.
Shalloo L, O’Donovan M, Leso L, Werner J, Ruelle E, Geoghegan A, Delaby L, O’Leary N (2018): Review: Grass-based Dairy Systems, Data and Precision Technologies. Animal, 1(2): 262–271.
Stafford KJ, Gregory NG (2008): Implications of Intensification of Pastoral Animal Production on Animal Welfare. New Zealand Vet J, 56(6): 274-280.
Steeneveld W, Hogeveen H, Oude Lansink AGJM (2015): Economic Consequences of Investing in Sensor Systems on Dairy Farms. Comp and Elect in Agr, (119): 33–39.
Stypinski P (2011): The Effect of Grassland-based Forages on Milk Quality and Quantity. Agronomy Research 9(2), 479–488.
Türkyılmaz MK, Bardakçıoğlu HE, Nazlıgül A (2003): Aydın İli Süt Sığırcılık İşletmelerinde Yeniliklerin Benimsenmesinde Etkili Olan Sosyo-Ekonomik Faktörler. Turk J Vet Anim Sci, 27, 1269-1275.
Vibart E, Washburn SP, Green JT, Benson GA, Williams CM, Pacheco D, Lopez-Villalobos N (2012): Effects of Feeding Strategy on Milk Production, Reproduction, Pasture Utilization, and Economics of Autumn-calving Dairy Cows in Eastern North Carolina. J Dairy Sci, 9(5): 997–1010.
Washburn SP, White SL, Green Jr J T, Benson GA (2002): Reproduction, Mastitis, and Body Condition of Seasonally Calved Holstein and Jersey Cows in Confinement or Pasture Systems. J Dairy Sci, 85: 105-111.
WEB 1: TABİT Tarımsal Bilişim ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Erişim adresi: http//www.tabit.com.tr Erişim tarihi: 12.02.2019.
WEB 2:Vodafone Akıllı Köy Sayfası. Erişim adresi: http//www.vodafoneakillikoy.com Erişim tarihi: 12.02.2019.
Weir S, Knight J (2001): Adoption and Diffusion of Agricultural Innovations in Ethiopia: The Role of Education. Erişim adresi: http://ideas.repec.org/p/fth/oxesaf/2000-5.htm.
White SL, Benson GA, Washburn SP, Green Jr JT (2002): Milk Production and Economic Measures in Confinement or Pasture Systems Using Seasonally Calved Holstein and Jersey Cows. J Dairy Sci, 85: 95-104.