|
Google Grup Yazıları - Erol Günal beyin Çiğ Süt Üreticileri Grubunda paylaştığı yazıyı önemine binaen sizinle paylaşmak istedim...
|
2.10.2012
2212
|
Norveç’in kuzeyinde yer alan Svalbard Adası’nda hummalı bir çalışma var. Dünyanın dört bir yanından getirilen milyonlarca tohum örneği dünyayı etkileyecek bir doğal afet ya da nükleer savaş sonrasında yeniden hayat bulmak için depolanıyor. Bu ambar, depolanma işlemi tamamlandıktan sonra mühürlenecek ve ancak dünyanın yaşayacağı bir felâket sonrasında açılacak.
Kıyamet ambarının bulunduğu Longyearbyen Kasabası 1900 nüfuslu küçük bir yer… Norveç’in kuzeyinde buz denizinde bulunan Svalbard Adası, Norveç Hükümeti ve Global Crop Diversity Trust’ın ortak çalışmaları olan Svalbard Global Seed Vault (Svalbard Küresel Tohum Ambarı) projesine ev sahipliği yapıyor. Projenin amacıysa dünyanın yaşayabileceği herhangi bir felâket sonrasında uygarlığın yeniden “tesis edilmesini” sağlamak. Zira Svalbard Ambarı’nın yalnızca küresel ısınma ya da meteor düşmesi gibi doğal afetlerle değil büyük savaşlar, hatta nükleer bombalar sonucu yok olan bir dünyayı yeniden yaşanabilir hale getirme amacıyla inşa edildiği iddiasındalar.
Projenin basın danışmanı Jeff Haskins’in Yeni Aktüel’e anlattığına göre,
bugünlerde tropik bölgelerden en kuzey enlemlere kadar bulunabilecek
tohumların hepsi büyük bir organizasyon eşliğinde Svalbard’a gönderiliyor. Uluslararası Tarım Araştırmaları Enstitüsü tarafından organize edilen, yaklaşık yüz ülkedeki “bitkisel gen bankaları”nda bulunan özgün tohum örnekleri şimdi burada toplanıyor. Bu gen bankalarıysa Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğiyle oluşturulan ve sayıları toplamda bin 400′ü bulan bir çeşit bilimsel tohum deposu zinciri. Ana bankalar Çin, Rusya, Japonya, Hindistan, Kuzey Kore, Almanya, Kanada’da bulunuyor. Gemilerle ya da uçaklarla dünyanın dört köşesindeki bu bankalardan gelen tohumlar son durakları olan buzdağına oyulan bu dev ambarda depolanıyor. Proje çalışanları buraya ‘Doomsday Vault’ (Kıyamet Ambarı) diyor.
NUH’UN GEMİSİ GİBİ
Girişin çatısı kutup ışıklarını yansıtacak şekilde tasarlanmış. Havaalanına
bir kilometre uzaklıktaki ambar küresel iklim değişiklikleri hesaplanarak
deniz seviyesinden 130 metre yükseğe konuşlandırılmış. Kutup buzulu ve donmuş toprak içine yapılan ambar 4,5 milyon tohum örneğini alabilecek kapasiteye sahip. Şimdiden kapasitenin bir bölümü doldurulmuş durumda. Kapasite tamamen kullanıldığında ambarda akla gelebilecek her tür meyve, sebze ve tahıl tohumu bulunacak. Ambardaki tohumlar karakutular içinde raflarda istifleniyor. Ambar üç ayrı yeraltı hücresinden oluşuyor. Her birinin ayrı bir güç istasyonu ve klima sistemi bulunuyor. Permafrost duvarlar özel maddelerle sıvanıyor.
Ambardaki kanallar, tünel delme ve kaya patlatma teknikleriyle açılmış.
Yarısı dışarıda olan giriş tüneli 5 metre kalınlığında çelikle kaplı. 3 depo hücresinin her biri 100 metrelik koridorlarla bu giriş tüneline bağlanıyor. Bu plan Norveç için değil, tüm dünyayı kurtarmak için! Kulağa tam bir bilim kurgu senaryosu gibi gelse de “Kıyamet Ambarı” işte bu niyetle inşa
edildi.
Yani burası aslında bir tür ‘Nuh’un Gemisi’. Ama Nuh’un gemisinden biraz daha gelişmiş bir teknolojinin ürünü ve biraz daha pahalı. Şubat 2008′de tamamlanan proje için harcanan para 9 milyon dolar. Ambar çalışanları günde 12 saatlik vardiyalarla iş görüyor.