|
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kadın Meclisi'nden Elif Tuğba Şimşek, "Tarımda ana işleri kadınlar yapıyor, ama daha düşük ücret alıyorlar. Çocuklar harçlık için değil ev geçindirmek için çalışıyorlar" diyor
|
14.07.2015
803
|
Manisa'nın Gölmarmara ilçesinde 13’ü kadın 15 tarım işçisinin ölümüyle sonuçlanan ‘katliam gibi kaza’nın ardından, Türkiye’de tarım işçilerinin durumu ile alınmayan işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri yeniden kamuoyunun gündemine geldi. Isparta Yalvaç’ta geçen yıl yaşanan, çoğu kadın 17 işçinin öldüğü ‘kaza’nın ardından Konya Akşehir’deki tarım işçisi kadınların yaşadıklarıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapan ve rapor yayımlayan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Kadın Meclisi’nin üyesi Elif Tuğba Şimşek ile tarım işçisi kadınların sorunlarını, bu katliamların nasıl önleneceğini, neler yapılması gerektiğini konuştuk.
> Geçen yıl yayımladığınız raporun hazırlanış sürecinden söz eder misiniz?
Geçen sene Yalvaç'da yaşanan olaydan hemen sonra rapor hazırlamak için Konya Akşehir’e gittik. İki gün boyunca köyleri dolaştık. 15'e yakın kadın tarım işçisi ile konuşma fırsatımız oldu. Evlerine gittiğimiz için sadece kadınlarla değil, çocukları ve aileleriyle de konuştuk. Hem aile ortamlarını gördük, hem de çalışma koşullarını izledik. Amacımız, İSİG Kadın Meclisi olarak işçi sağlığı açısından gözlem yapmaktı. İşçilerin hem çalışma koşullarıyla ilgili hem de çoğunlukla kadın olmalarından kaynaklanan sıkıntılarını görmek istedik. Akşehir bu açıdan bakınca bize çok farklı geldi.
ASIL YÜK KADINLARDA
> Toplumsal cinsiyetten kaynaklanan sıkıntılar derken, biraz daha açar mısınız?
Toplum içinde kadına ve erkeğe biçilen 'toplumsal cinsiyet' rolleri vardır. Hem çalışma yaşamında hem de aile yaşamında bu rollerden kaynaklı sıkıntılar yaşarız. Bu ayrımlar, iş yaşantısındaki ayrımcılıklara, aldıkları ücretten çalışma koşullarına kadar mevcut. Mesela çapa işini bölgede kadınlar yapıyor. Erkekler daha çok yük taşıma, kasa kaldırma işlerini yapıyorlar. Ama ana işleri kadınlar yapıyor. Örneğin, ağaca kadınlar çıkıyor. Yani üretimin her aşamasında kadınlar var. Paylaşım aşamasına geldiğinde ise eşit oranda bir paylaşım yok. Kadınlar daha az ücret alıyor. Ev işlerinin kadın işi olarak görülmesi de aynı şekilde toplumsal cinsiyet kaynaklı sıkıntılardan biri. Akşehir özelinde konuşursak, orada da daha çok kadınlar var. Erkekler tarımda çok etkin değiller.
ÇOCUKLAR EV GEÇİNDİRİYOR
> Çocuk işçiler de var mı?
13-14 yaşında çalışan çocuklar var. Bu çocuklar okul harçlıklarını çıkarmak için değil, bildiğin ev geçindirmek için çalışıyor. Okula hiç gitmemiş çok kadın var. 70 yaşında hâlâ bu işi yapanlar da var. Bölgede asıl iş tarım. Yaşlısından gencine kadar bu işi yapıyorlar. Fakat ulaşımdan çalışma koşullarına kadar şartlar çok kötü.
DENETİM GÖSTERMELİK
> Bölgede işçilerin güvenliği için alınan önlemler var mıydı?
Herhangi bir güvenlik önlemine biz rastlamadık. İşçiler güvenlik önleminin olmadığından bahsediyorlar. 'Dayıbaşı' dedikleri insanlar da çoğunlukla akrabalarından oluşuyor. Suçu onun üstüne atmıyorlar. Durumu içselleştirmişler. 25 kişilik servisi tıklım tıklım dolduruyorlar. Jandarma 6’da çevirme yapıyormuş. Çevirmeden kaçmak için 4’de yola çıkıyorlar. O insanlar için orada başka bir çalışma imkânı yok. O yüzden ölümü göze alarak çalışmaya gidiyorlar. Devlet bunun farkında değil mi, farkında. Göstermelik bir denetim mekanizması var.
AKRABASI BOL OLAN...
> Dayıbaşılık sistemi nasıl işliyor?
Paradan ziyade çevresi ve gücü olan, insanları toplayabilecek kapasitede olan insanlar dayıbaşı oluyor. Dayıbaşı, toprak sahiplerinden belli miktarda avans alıp, köylüleri toplayıp, arabaya doldurup götürüyor. Madendeki dayıbaşının aynısı tarımda da var. Toprak sahibi değil onlar da. Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla akrabası bol olan, çevresi bol olan kişi dayıbaşı oluyor.
> Peki, tarım işçilerinin sigorta gibi güvencesi var mı?
Tarım işçileri İş Kanunu dışında. Sigortaları falan yok.
ÖLÜMLER İÇSELLEŞMİŞ
> Bölgede dikkatinizi çeken başka şeyler oldu mu?
Avukatla konuştuğumuzda boşanma olayları çok dikkatimizi çekti. Yüzde 80'e kadar boşanma durumu var. Görüştüğümüz kadınların evlenme yaşının da çok düşük olmadığını gördük. Bunu da kısmen de olsa kadınların ekonomik gücü elde etmelerine bağlıyoruz. Kadınlar çoluk çocuk çalışıyor. Ölümleri içselleştirmişler, normalleştirmişler yani. Kızı ölen bir anneyle konuştum. Kendisinden daha farklı bir tepki beklerken aşırı normal bir şekilde 'İki kızım vardı. Biri öldü, erkek çocuğum sakat, eşim çalışmıyor, evi geçindirmek bana kaldı' demişti. Fakat, konuşmayı deşince 'Aa evet, devletin bunu da yapması gerekiyordu, yapmadı' diyorlar. İşçilere bilinçlendirme yapılması gerekiyor. Başlarında bir patron yok. Birçoğu dayıbaşını bile bilmiyor.
YAĞMURDA ÇAMURDA
> Çalışma koşulları ne durumda?
Yağmurun altında, dizlerinin altına kadar çamurda bile çalışıyorlar. Bu da romatizmaya sebep oluyor. Kadınlarda bel, boyun fıtığı gibi rahatsızlıklar var. Ağaçtan düşme gibi olaylar yaşanırken astım gibi rahatsızlıklar da sıkça yaşanıyormuş. Sabahın 4’ünde kalkıp akşam 5’e kadar çalışıyorlar. Evlerine ulaşmaları saat 7'yi buluyor.
> Bir de yollarda ölüyorlar… Devletin bu yaşananlardaki sorumluluğu ne?
Bir kere tarım işçileri, İş Kanunu kapsamında değil. Onları işçiden saymıyorlar. Denetim mekanizmaları kurulmalı ama göstermelik olmamalı. İşçiler sigortalı olmalılar ve çalışma saatleri düzenlenmeli. Servis olayı konusunda devlet imkân sağlayabilir. Neticede ulaşımın sağlıklı ve güvenli bir şekilde sağlanması gerekiyor. Tarım politikalarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Acil olarak denetim, servis imkânı yaratılması, işçilerin sigortalı olması ve işçilerin sendikalarda örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.