Mardin’de yaşanan elektrik kesintilerine çözüm bulmak amacıyla DEDAŞ yetkilileri ile çiftçiler bir araya geldi. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün öncülüğünde yapılan toplantıda DEDAŞ yetkilileri ile çiftçiler arasında yaşanan diyaloglar damga vurdu. DEDAŞ yetkililer yaptıkları kampanyaları anlatırken çiftçiler ise kurumlar vesayetinin başladığını kaydetti. Mikrofonu alan çiftçiler DEDAŞ ve hükümete tepki gösterdi. Hırsızlıkla itham edildiklerini dile getiren birçok çiftçi, DEDAŞ’ın ilk önce akım hatlarından kaynaklanan yüzde 30’luk kayıp elektrik sorununu çözmelerini ve artık bunu vatandaşın kaçak kullandığı söylemine son vermelerini istedi.
Geçtiğimizi günlerde yaşanan elektrik kesintileri sulama sezonunda olan mısır ve pamuk ürünlerinde ciddi hasara yol açtı. Olgunlaşma döneminde olan ürünlerde zararın bir milyar liranın üstüne çıktığı kaydediliyor. 4 gün süren elektrik kesintileri nedeniyle yollar trafiğe kapatılmış, yer yer büyük olaylar yaşanmıştı. Bu soruna çözüm bulmak amacıyla MOVA Park Salonu’nda geniş katılımlı bir toplantı yapıldı. Toplantının sunumunu Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ali Tutaşı yaptı. Açılış konuşması yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, kendisinin de bir çiftçi olduğunu hatırlatarak çiftçilerin sorunlarına değindi.
Tarımın büyük sorunları olduğunu kaydeden Türk, geçtiğimiz hafta yapılan 4 günlük elektrik kesintisinin büyük bir hata olduğunu aktardı. Türk, “Çiftçilerimizin durumunu biliyoruz. Elektriklerin kesilmesi çok büyük bir hataydı. Bu sadece çiftçilerimizin değil Türk ekonomisini etkileyen bir durumdu. Şunu bilmemiz lazım. Hiç para ödemeden çiftçilerin elektrik kullanmaları ne kadar doğru değilse, çiftçilerimizi mağdur edecek bir konuda şirketin (DEDAŞ) yaklaşması doğru değildir. Çiftçilerimizin kaldırabileceği bir yük olarak bunu göz önünde tutmak lazım. Yine şirketin bu işi sürdürebilmesi, hizmet üretecek bir noktada olmasında da bir uzlaşmayı esas almalıyız.” ifadelerini kullandı.
Tarım giderlerinin yüksekliğine değinen Türk: “Ben de çiftçiyim. Bu gün bölgemizde çiftçilik artık bir alışkanlık haline gelmiş. Giderleri hesapladığımız zaman aslında toprağı ekmememiz gerekiyor. Böyle sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Çiftçilerimiz çok mağdur edilmiş durumda. Bunun bir usule, bir yönteme kavuşması gerekir.” şeklinde konuştu.
'KİMİN HIRSIZ OLDUĞUNU TÜM DÜNYA BİLİYOR'
Alın teri ile çalıştıklarını belirten Sevimli Köyü Muhtarı Mikail Erbeyi, bölge çiftçisine yapılan haksız ithamlara karşı tepki gösterdi. Muhtar Erbeyi, “Biz her türlü anlaşmaya varız. Hırsız değiliz. Hizmet istiyoruz. Kimin hırsız olduğunu, kimin katrilyonlar götürdüğünü ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz ve tüm dünya da biliyor.” şekliden konuştu. Erbeyi’nin konuşması çiftçilerden yoğun alkış aldı.
1970'li yıllardan kalma hatların değişmesini isteyen Muhtar Mikail Erbeyi konuşmasına şöyle devam etti: “Çiftçimiz bu gün gelip borcumu ödeyeyim diyor, ancak maalesef dayatmalarla, bakanları, başbakanı arkanıza alarak siz bu halkın üzerine baskıcı bir yöntemle yaklaşıyorsunuz. Daha önce yaptığımız toplantıda ricamız 20 gün sulama için kalmıştı. Bunun için ricada bulunduk. Ancak yine elektrikler kesildi, ne insani, ne de hukuki olarak. Hem Derik hem Kızıltepe’yi karanlıkta bıraktınız. Madem elektrik hakkımız değildi, niye verdiniz? Madem suçsa, madem biz hırsızsak niye elektik verdiniz? Yani illa birilerinin başına bir şey mi gelsin, polisimiz, askerimiz, çiftçimiz zarar mı görsün. Biz hizmet istiyoruz. 1970'li yıllardan kalma hatların değişmesini istiyoruz. Dalgalanmaların son bulmasını istiyoruz. Bize hırsız demeyin. Biz hırsız değiliz. Kimin hırsız olduğunu, kimin katrilyonlar götürdüğünü ben de biliyorum, sizde biliyorsunuz, tüm dünyada biliyor.” ifadelerini kullandı.
'ELEKTRİK AKIM HATLARINDAKİ KAYIP ORANI YÜZDE 30, BUNU GİDERİN'
Elektrik alanında bölgeye yatırım yapılmasını isteyen Kızıltepeli çiftçilerinden Rıdvan Tarhan da kendi imkânları ile kuyu kazarak ekonomiye kazandırdıklarını anlattı. Tarhan, 2010 yılında yaptıkları toplantıda TEİAŞ Bölge Müdürü Süleyman ilhan’ın Mardin’deki bir toplantıda kaçak elektriğin yüzde 30’unun akım hatlarından kaynaklandığını dile getirdiğini hatırlatıp şunları söyledi: “Kaçak elektriğin yüzde 30’u hatlardan kaynaklanıyor. Bu kaçak bölge halkını hırsızlıkla itham etmek için kullanılıyor. Kimin hırsız olduğu ortadadır. Bu devlet sosyal bir devlettir. Sosyal devlette insanların temel ihtiyaçları devlet tarafından karşılanması gerekmektedir. Bütün köylerde içme suyu dahil yer altından elektrikle çekiliyor. 4 gün elektrikleri keserek insanlar, ekinler, hayvanlar susuz kaldı. Burada sosyal devlet anlayışı ayaklar alına alındı. İşin tuhaf olan bir tarafı aslında var olan bir ceza yasası var, bu birilerini koruyor. Siz halkı isyana teşvik ettiniz. Sonradan elektrikler bırakıldı. Ankara’dan arayıp ‘elektriklerinizi bıraktık’ diyorlar. Nasrettin hocanın eşeğini çalmışlar. Daha sonra eşeğini getiren adam ‘neden hiç sevinmiyorsun hoca’ demiş. Oda ‘zaten çalan getirdi’ demiş. Bizimde aynı misal."
'DEDAŞ’I ARADIĞIMIZDA ARIZAYI GİDERMEK YERİNE BİZDEN ALACAKLARI RÜŞVETİ KONUŞUYORLAR'
Toplantıda çiftçiler söz alarak sorunlarını dile getirdi. Birçok çiftçi elektrik kesintilerinden dolayı büyük mağduriyet yaşadıklarını aktardı. Tarlaya sadece tohum ekmediklerini belirten çiftçiler, toprağın altına namus ve şereflerini de koyduklarını söyledi.
Derik’in Denktaş köyünden Fatih Vural ise tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Bizler toprağın altına sadece tohumu değil namusumuzu, şerefimiz haysiyetimizi koyuyoruz. Evdeki bulguru, pirinci dahi sezondan sezona alıyoruz. En ufak bir arızada DEDAŞ’ı aradığımız zaman arızayı gidermek yerine bizimle oturup alacakları rüşveti konuşuyorlar. Bize bir nebze olsun rahat nefes aldıran doğrudan gelir desteğini de iktidarın gücüne sığınıp el koydunuz. O konuda sizi Allah’a havale ediyorum. Yalnız bu bölgede bu topraklarda iktidardan daha güçlü bir halk var. DEDAŞ olarak size soruyorum; bize ne verdiniz de bizden ne talep ediyorsunuz? İnsanca yaşamın en öneli kuralı elektrik, su yol. Elektrik ve suyu siz vermediniz yolu biz kapattık. Bu şekilde devam ederseniz süresiz olarak kapatmaya devam edeceğiz.”
Çiftçilerden Şeyhmus Duyan, Bakanlar Kurulu kararı ile 15 Eylül tarihine kadar elektrik borçları ödenmediği takdirde destekleme ödemelerinin özel şirkete aktarılacak olmasının bir dayatma olduğunu aktardı.
Derik’in Meşkina köyünden gelen Şerif Özkan da çiftinin tarlalarının şirketler aracılığıyla elinden alınmak istediğini kaydetti. Özkan: ”Mücadele verdiğimiz ecdadımızdan kalan tarlalarımız basit bir elektrik nedeniyle elimizden alınmak isteniyor. Nedeni şuandaki şirketin, şirketi kollayan hükümetin fedaisi olduğu Bakanlar Kurulu'nda aldığı karar ile sabittir. DEDAŞ çok güzel konuşuyor. Elektrik verdik falan. Ama bugüne kadar verilen elektriği ikide bir kriz (dalgalandırma) verilerek senede 4-5 defa dalgıçların yanmasına neden oluyor. Acaba bu arızaların kaça mal olduğunu yanınızda yazmış mısınız? Bu DEDAŞ’ın mı sorunu yoksa çiftçinin mi sorunudur? Dürüstçe elektrik verin dürüstçe de para isteyin. Biz hazırız. Ancak çiftçiye uygun bir tarife uygulayın. Kısa süreli 6 aylık anlamalar ile gelmeyin, 3 yıl 4 yıllık anlaşma yapın ki çiftçi de önünü görsün.” önerisinde bulundu.
Çiftçilerden oluşan bir heyet ile DEDAŞ yetkililer bir komisyon kurup çözüm önerileri üzerinde görüşüyor.