İsveç'in 'Right Livehood-Doğru Yaşam Vakfı' tarafından dağıtılan Alternatif Nobel ödüllerinin kazananlarından biri de Türk bilim insanı Hayrettin Karaca oldu. Karaca, 'Alternatif Nobel ödülü' olarak verilen ''Doğru Yaşam Onur Ödülü''nü aldı.
Küresel barış ve güvenlik adına yaptıkları çalışmalar adına dört kişi veya kurumu ödüllendiren vakıf, bu yıl Karaca'ın dışında Afganistan'dan Sima Samar, ABD'den Gene Sharp ve İngiltere'den Campaign Against the Arms Trade (Silah Ticaretine Karşı Kampanya) örgütünü Alternatif Nobel ödülüne layık gördü.
Doğru Yaşam Vakfı, 1922 doğumlu Karaca'nın, "doğal yaşamın korunması için ömür boyu yorulmaksızın süren desteği ve koruma ile yöneticilik yapmasının yanı sıra, etkin çevresel aktivistlik adına gösterdiği girişimlerden dolayı' ödüle layık görüldüğünü belirtti.
Afganistan'dan ödülü kazanan Sima Samar, insan ve kadın hakları için gösterdiği mücadeleyle; ABD'li Gene Sharp, şiddet içermeyen direniş stratejilerini öğreten prensipleri yayan çalışmalarıyla; İngiliz Silah Ticaretine Karşı Kampanya örgütü ise küresel silah ticaretini önlemek için yaptıkları yenilikçi eylemlerle Alternatif Nobel Ödülü’nü kazandı.
KARACA'DAN AÇIKLAMA
'Doğru Yaşam Onur Ödülü'ne layık görülen Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, ''Bu ödülü almaktan çok mutlu oldum. Her ödül kişiye bir sorumluluk verir. Bu ödüle layık olabilecek olan sorunlarla baş başayım'' dedi.
AA'nın haberine göre, Yalova'daki Karaca Arboretum'da gazetecilere aldığı ödülü değerlendiren Hayrettin Karaca, böyle bir ödüle layık görülmüş olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.
Karaca, ödülün sorumluluk getirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu ödülü almaktan çok mutlu oldum. Her ödül kişiye bir sorumluluk verir. Bu ödüle layık olabilecek olan sorunlarla baş başayım. Bunu almak kolaydır da sürdürmek zordur. Bunu bana 'yaşanılabilir dünya için emek verdiğim için' verdiler gibi geliyor. Yaşamak istiyorsanız o halde yaşatacaksınız. Kimi yaşatacaksınız 'Global ekonomi' denen o canavar kendine hayat veren, benim de ortak olduğum doğal ekosistemi bitirinceye kadar büyümeye devam edecek. Buna çare yok, durduramazsın. Devletleri, hükümetleri ve her kurumu esir almıştır. Bunun çaresi var. Çaresi benim. Çünkü ben sebep oluyorum o tahribata. O üretiyor ben de tüketiyorum. O halde ben kendi kendimin katiliyim. O halde tüketmemek lazım. Bu Anadolu'da halen yaşayan bir kültür. 'Olanın olmayana borcu var' deriz. 'Komşusu aç yatarken yiyenin yediği helal değildir' deriz. 'Tanrı misafiri' deriz. İşte bu Anadolu kültürünün, dünyanın kurtuluş hareketi olduğuna inanıyorum ben. Benim aldığım ödülün temelinde bu vardır. Ben bunu yaşayıp geldim. Bu şekilde yaşadım o nedenle bunu bana layık gördüler. 'Param var, ama hakkım yok' diyorum ve ona göre de yaşıyorum. Gömleğimin yakasının altı delik deşiktir, çevirmişimdir. Tüketerek değil, paylaşarak mutlu olacağız dünyada. Benim bu ödülü almamda Arboretum'un da bir payı olduğunu söylüyorlar.''
Karaca, ardından basın mensuplarına kendi adını taşıyan Arboretum'u tanıtarak Dünyanın birçok bölgesinden getirilen ağaç ve bitkileri tanıttı.