|
Adana İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Adana'da mayıs sonu haziran başında hasat edilmeye başlanan hububatlardan sonra ortaya çıkan anızların yakılmaması için çiftçilere uyarı mektubu gönderdi.
|
2.05.2014
356
|
Mektupta, anız yakıldığını gören veya duyan çiftçilerin derhal idari ve adli mercilere veya Tarım İl ya da İlçe Müdürlüklerine haber verecekleri ve anız yakma yasağına uymayanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesine göre emre aykırı davranıştan işlem yapılacağı duyuruldu.
Çiftçilere gönderilen uyarı mektubunda, "Bölgemizde, hububat hasadından sonra ikinci ürün ekimi için kısa sürede toprak hazırlığını tamamlamak, toprak işlemede kolaylık sağlamak, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmesi, yabancı ot kontrolü ve hasat sonrası artıkların ekonomik bir değer taşımadığı düşünceleri ile ve çoğu zaman bir alışkanlık haline geldiği için yasak olduğu halde anız yakma olaylarıyla karşılaşılmaktadır" denildi.
Hububat hasadı sonrasında geriye kalan anızın yakılmasının orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok riskleri ortaya çıkardığı kaydedilerek şu görüşlere yer verildi:
"Bölgemizde anız yakma sonucunda çıkan yangınlar, her yıl milyarlarca liralık maddi zararlara neden olmaktadır. Anız yakmanın zararları sadece bunlarla sınırlı değildir. Anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır: Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur. Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir. Anız yakılması su ve rüzgar erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgar ve su ile taşınarak yok olmaktadır. Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmaktadır. Hububat hasadı sırasında biçim mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalıdır. Hububat hasadı yapıldıktan sonra biçerdöverin arkasında bıraktığı sap samandan oluşan namlular balya makinesi ile balyalanarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayide kağıt ve karton yapımında kullanılabilir. Namlu denilen bu sap ve saman tarladan uzaklaştırıldıktan sonra geriye kalan anız sap parçalayıcı makineler ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Bu şekilde bir toprak işleme ile anızın toprağa karıştırılması toprağa birçok fayda sağlar ve anız yakmanın doğuracağı zararlar da önlenmiş olur."
Anızın yakılmayıp toprağa karıştırılması ile toprağın organik madde içeriğinin arttığı ifade edilerek, "Toprakta bitkiye yarayışlı besin maddeleri artar, erozyona karşı toprak direnci artar, toprakta tutulan su miktarı artar böylece bitkiler kuraklıktan daha az etkilenirler. Anız ve kuru otlarla kaplı boş alanların yakılması yasaktır" denildi.
Anız yakıldığını gören veya duyan çiftçilerin derhal idari ve adli mercilere veya Tarım İl ya da İlçe Müdürlüklerine haber vermeleri istenilen açıklamada, "Anız yakma yasağına uymayanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32.(Emre Aykırı Davranış) maddeleri gereğince işlem yapılacaktır. Anız yakma olayını gördüğü veya duyduğu halde gerekli işlemleri yapmayan muhtar ve kamu görevlileri hakkında da 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32 nci olan Emre Aykırı Davranış maddesi gereğince işlem yapılacaktır" ifadelerine yer verildi.
Adana İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından çiftçilere gönderilen uyarının sonunda, anız yakılma alışkanlığının bırakılmasına vurgu yapılarak, "Türk çiftçisi olarak sürdürülebilir bir tarımsal üretim için mutlak gerekli olan tarla topraklarımızın verimliliğinin korunması kesinlikle anız yakma alışkanlığının bırakılmasına bağlıdır. Ülkemiz topraklarının şimdiki ve gelecekteki nesilleri doyuracak ürünü verebilmesi onlara güzel, yeşil ve temiz bir çevre bırakılması bu bilincin herkes tarafından benimsenmesine bağlıdır" denildi.